37,9300$% -0.05
41,1069€% 0.17
49,1589£% -0.01
3.807,23%0,22
3.125,00%0,36
9.555,74%-1,07
31 Mart 2025 Pazartesi
Kişisel ve kolektif özgürleşme sürecine dair derin bir yüzleşme
HABER: BURCU DİMİLLİ
Cem Mumcu’nun kişisel sergisi “Inhibition/Exhibition” (Çile Bülbülüm Çile), 1 Mart’ta Derya Yücel küratörlüğünde Beyoğlu Belediyesi İstiklal Sanat Galerisi’nde ziyarete açıldı. Cem Mumcu, insan doğasının iki temel ve çelişkili yönü olan bastırma ve dışa vurumu görsel bir metafor olarak ele alıyor. Sanatçı hem kişisel hem de toplumsal düzeyde kendini ifade etme cesaretine dair bir hikâye anlatıyor. Serginin başlığı olan “Inhibition/Exhibition”(Çile Bülbülüm Çile), bu ikiliği çarpıcı bir biçimde ifade ederken izleyiciye güçlü bir yüzleşme alanı sunuyor.
Inhibition (bastırma) ve exhibition (sergileme) arasındaki gerilim üzerinden yaratıcılığın özgürleşme mücadelesine işaret eden şair, yazar, psikiyatrist ve ressam Cem Mumcu’nun eserleri, insanın içsel dünyasındaki bastırılmış duygular ile toplumsal yapıların dayattığı sınırlar arasında sıkışan bir varoluşsal sorgulama yaratıyor. Sanatçı, figüratif soyutlamalar, metaforlar ve metinler ile hem bastırılan hem de sergilenen bu yüzlerin bir arada var olmasını ve birbirleriyle olan ilişkilerini sorguluyor.
Bastırdığımız yanlarımız gerçekten görünmez mi? Sergilediğimiz yüzler gerçeğin bir yansıması mı yoksa bir yanılsama mı? Sorularına alan açan serginin küratörü Derya Yücel’e göre “Cem Mumcu, bireysel kırılganlıklar ve toplumsal sınırların iç içe geçtiği bir zeminde, insan doğasının karmaşık ve çift yönlü doğasını inceliyor. Inhibition ve exhibition arasında gidip gelen birey, bu iki zıt uç arasında sürekli bir denge arayışındadır. İçsel dünyasını koruma ihtiyacı ile kendini toplumsal düzlemde ifade etme arzusu arasında yaşanan bu gerilim serginin odak noktasını oluşturuyor.” Serginin mekânsal kurgusu Cem Mumcu’nun eserlerinin içsel derinliği ve çok katmanlı anlamlarını destekliyor. Renklerin duygusal çağrışımlarıyla mekâna yayılan, resimlerin plastik dilini yapılandırırken kelimelerin rehberliğinden yararlanan, ziyaretçiyi sözel ve görsel sanatların birleşimiyle oluşturulan bir deneyime davet ediyor.
Cem Mumcu’ya göre “sanat toplumun dayattığı normlar ve sınırlamalar ile bireyin içsel çatışmaları arasında bir köprü kurarak, bastırılmış ya da bastırılmaya zorlanmış duyguların, düşüncelerin ve özgürleşme arzusunun dışa vurulmasıdır.” Mumcu’nun eserleri, kelimelerin, hislerin ve anlamların ifadeci bir tavırla görselleştirilmesiyle şekillenir. “Inhibition/Exhibition” (Çile Bülbülüm Çile), bir yanda normlara uyma/uyum sağlama baskısı, diğer yanda bireysel özgürlük arayışından cesur bir dışavuruma uzanan gerilim hattında, bireyin kendini ifade etme yolundaki çabalarında sanatla buluştuğu alanı temsil etmektedir.
“Cem Mumcu, karanlığın içindeki gölgelerin dansı, yitik bir şarkının bilinmeyen namelerinin fısıltısını dinletiyor izleyicisine. Bu gölgeler bazen bir mağara resmini bize hatırlatırken, bazen binlerce yıl önce bozkır içine terk edilen taş üzerine kazınmış petrogliflerden esintiler getiriyor. Böylece onun resimleri bir beğeni, bir gösteri resmi olmaktan çok, bir kaygı, bir insan olma ve hayatın içine konma resmine dönüşüyor.” Oğuz Erten
Beyoğlu Belediyesi İstiklal Sanat Galerisi: İstiklal Caddesi, No: 217, Beyoğlu, İstanbul
Sergi 3 Nisan tarihine dek ziyaret edilebilecek.
Cem Mumcu hakkında:
1966 yılında Trabzon Akçaabat’ta doğdu. Çok erken yaşta okumaya ve yazmaya başladı. Hayatı çocukluğundan itibaren resim, kitap ve edebiyatın etrafında dönüp durdu. Türkiye’nin en tanınmış ve başarılı psikiyatristlerinden biri olan Cem Mumcu, Analitik Yönelimli Varoluşçu Psikoterapi yöntemini uygulamaktadır. Psikiyatri üzerine yaptığı bilimsel araştırmalar, artistik yaratıcılık ve duygudurum üzerine yoğunlaşmıştır.
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde 3 yıl boyunca Artistik Yaratıcılık ve Sanat Psikolojisi dersi vermiştir. Türkiye’nin en büyük şirketlerine iletişim üzerine eğitimler veren, etkileşim gruplarını yöneten Cem Mumcu, TED’in Türkiye’de gerçekleştirdiği ilk organizasyon olan TedxReset’in konuşmacılarından biri olmuştur.
Psikiyatristliğinin yanında yazarlığı ve yayıncılığıyla da tanınan Cem Mumcu, 1997 yılında Okuyan Us yayınevini kurdu. Okuyan Us, 28 yıldır yayıncılığa devam ediyor ve yenilikleriyle ses getiriyor. Cem Mumcu’nun yazarı olduğu 20 kitabı, editörlüğünü yaptığı 6 kitabı ve yayımladığı 3 dergi (Artimento, Şizofreni ve Sanat, Pendulum) bulunmaktadır. Makber kitabı bugüne dek 12 farklı dile çevrilmiştir. Şiir, öykü, roman, deneme ve eleştiri türlerinde eserler üretmiştir Cem Mumcu. Hiçbir ödüle eser göndermemiştir. Doruktakiler 2004 Öykü Yazarı ödülü kendisine verilmiştir.
Aynı zamanda çizen ve resmeden Cem Mumcu “Sandığınız Değilim, Sandığınız Şeylerden Hiçbiri Değilim, Sandık da Değilim!” isimli ilk kişisel sergisini Aralık 2016’da açmıştır. Hemen ardından Aralık 2017’de adına “Zoraki Yolculuk” dediği ikinci kişisel sergisini açmıştır. “Söz Yasaktı, Renge Saklandım” isimli üçüncü kişisel sergisi 11 Haziran 2023’te seyircilerine kapanmıştır.
https://www.instagram.com/cemmumcu
https://www.instagram.com/cemmumcuart
Detaylı bilgi ve söyleşi talepleri için lütfen iletişime geçiniz:
Burcu Dimili
Haber: Suat ÜNAL
Selçuk Kılıç ve Cahit Kayaoğlu’nun başrollerini paylaştığı BATUR TİMİ sinema filmi 28 MART 2025 vizyona girmek için hazırlanıyor. Sadece Türkiye değil tüm Avrupa da sinemalara girmeye hazırlanıyor.
Starworks Productions ve Trend Medya yapım şirketlerinin üstlendiği proje ve Serkan Döner’in yönetmen koltuğunda oturduğu başrollerinde Selçuk Kılıç, Cahit Kayaoğlu , Ali Yerlikaya, Özlem Gezgin, Mehmet Çelik, Mustafa Zeren , Mikail Kır, Feyza Boz, Mert Aydoğdu , Cem Cesur ,Taner Şahin, Barış Çeliker, Murat Seyfullah Çakal gibi oyuncular yer alıyor.
Batur Timi sinema filmi aksiyon sahneleri ile şimdiden merak ettirdi. Eski dünya kickboks şampiyonu ve bir çok projede yer almış olan Selçuk Kılıç, Payitaht ve Ben Bu Cihana Sığmazam gibi projelerde dikkatleri üzerine çekmişti.
Haber: Selva Özelli
It is fitting that after 2024 was confirmed as the hottest year on record the United Nations (UN) declared 2025 the International Year of Glaciers’ Preservation accompanied by the proclamation that March 21st of each year would be celebrated as the World Day for Glaciers starting in 2025.
The hottest year on record breaching the first year-long global warming threshold of 1.5°C, a key target set in the Paris Agreement, also witnessed the 150th year anniversary of the birth of artist Nicholas Roerich who is known as “The Master of the Himalayan Mountains.” The Himalayas — the focus of Nicholas Roerich’s art work — have approximately 15,000 glaciers that are melting and could lose as much as 80% of their mass by the end of the century as the Earth’s temperature rises, according to projections. The Himalayan glaciers are a vital source of water for the region’s rivers and communities of 1.65 billion people.
As the planet gets hotter, scientists warn that this signifies a potential “frightening new phase” and increased risks of severe climate change impacts, with our glaciers shrinking, making the water cycle, the currents in the oceans slower and more unpredictable according to studies. Glaciers are crucial for regulating the global climate and providing about 70% of the world’s freshwater. However, for billions of people, meltwater flows are changing, causing floods, droughts, landslides and sea level rise subjecting countless communities and ecosystems to the risk of devastation.
Four art shows by award winning artists Alfons Rodriguez, Photographer and Filmmaker (Spain), Fatma Kadir (Turkiye), Semine Hazar (Turkiye) Selva Ozelli (USA) at the UN draw attention to the need to protect glaciers, during the high-level inaugural World Day for Glaciers and World Water Day events taking place at the UN in New York and Paris on 20-21 March 2025.
BM’deki Dört Sanat Sergisi Buzulların Korunması Gerektiğine Dikkat Çekiyor!
2024’ün kayıtlardaki en sıcak yıl olarak teyit edilmesinin ardından Birleşmiş Milletler’in (BM) 2025’i Buzulların Korunması Uluslararası Yılı ilan etmesi ve her yılın 21 Mart’ının 2025’ten itibaren Dünya Buzullar Günü olarak kutlanacağı bildirisini yayınlaması yerinde bir karardır.
Rekorlardaki en sıcak yıl, Paris Anlaşması’nda belirlenen temel hedef olan 1,5°C’lik ilk yıllık küresel ısınma eşiğini aşarak, aynı zamanda “Himalaya Dağları’nın Efendisi” olarak bilinen sanatçı Nicholas Roerich’in doğumunun 150. yıl dönümüne de tanıklık etti. Nicholas Roerich’in sanat eserlerinin odak noktası olan Himalayalar, erimekte olan yaklaşık 15.000 buzul barındırıyor ve Dünya’nın sıcaklığı arttıkça yüzyılın sonuna kadar kütlelerinin %80’ini kaybedebilir. Himalaya buzulları, bölgenin nehirleri ve 1,65 milyar nüfuslu topluluklar için hayati bir su kaynağıdır.
Gezegen ısındıkça, bilim insanları bunun potansiyel olarak “korkutucu yeni bir evre” ve buzullarımızın küçülmesiyle birlikte ciddi iklim değişikliği etkileri risklerinin artması anlamına geldiği konusunda uyarıyor, çalışmalara göre su döngüsünü, okyanuslardaki akıntıları daha yavaş ve daha öngörülemez hale getiriyor. Buzullar, küresel iklimi düzenlemek ve dünyanın tatlı suyunun yaklaşık %70’ini sağlamak için hayati öneme sahip. Ancak milyarlarca insan için eriyen su akışları değişiyor, sellere, kuraklıklara, heyelanlara ve deniz seviyesinin yükselmesine neden oluyor ve sayısız topluluk ve ekosistemi yıkım riskine maruz bırakıyor. Ödüllü sanatçılar Alfons Rodriguez, Fotoğrafçı ve Film Yapımcısı (İspanya), Fatma Kadir (Türkiye), Semine Hazar (Türkiye) ve Selva Özelli’nin (ABD) BM’de düzenlediği dört sanat sergisi, 20-21 Mart 2025 tarihlerinde New York ve Paris’teki BM’de gerçekleşecek üst düzey ilk Dünya Buzullar Günü ve Dünya Su Günü etkinlikleri sırasında buzulları koruma ihtiyacına dikkat çekiyor.
Haber: 22 Music Entertainment / Ergin AKTAŞ
Türk pop müziğinin sevilen ismi Gökhan Keser’in yeni slow şarkısı ‘Yeter’ dinleyicisiyle buluştu. 22 Music Entertainment etiketiyle Volga Tamöz prodüktörlüğünde yayımlanan şarkı 90’ların naif melodilerini bugünün güçlü sounduyla birleştiriyor, dinleyiciyi geçmişe götürüyor. Ayrılığın hüznünü hissettiren “Yeter” müzik severleri üç buçuk dakikalık nostaljik bir yolculuğa çıkarıyor. Sözü ve müziğinde sanatçı kendi imzasını Volga Tamöz ve Gülsen Karatoprak ile birleştiriyor.
‘Yeter’ , Youtube Music, Spotify, Fizy, Deezer gibi dijital müzik platformlarında yerini aldı, Apple Music’te yeni dönem mix Dolby Atmos farkı ile birçok editorial listede üst sıralarda. Official lyric videosu youtubeda.
Haber: Adalar Müzesi Basın Bülteni/ Sezin Bulum
Doğayı koruma bilinci ve kültürel mirası yaşatma vurgusuyla düzenlenen Adalar Mimoza Festivali’nin kapanışı muhteşem konserlerle yapıldı. Belediye Başkanı Ali Ercan Akpolat, “Mimofest’i önümüzdeki yıllarda daha katılımcı, daha güçlü ve daha da coşkulu gerçekleştireceğiz.” dedi. Adaların baharı müjdeleyen doğal mirası mimozalar konusunda farkındalık yaratmayı amaçlayan, etkinlikler kapsamında toplantılara, konserlere, atölyelere yer verilen altı günlük festival boyunca yüze yakın Adalı kadının mimoza temalı el emeği ürünleri, dört adada farklı noktalarda satışa sunuldu ve çok önemli miktarda ekonomik fayda elde edildi. Adalar’ın sahipsiz hayvan barınağı yararına satış yapılan bir standa da hayvanların iki aylık mama ihtiyaçları karşılandı.
Adalar Belediyesi, Adalar Müzesi, Adalar Kent Konseyi ve Adalar’ın ilgili sivil toplum kuruluşları tarafından ortaklaşa düzenlenen Adalar Mimoza Festivali “Mimofest”, 4-9 Mart 2025 tarihlerinde Büyükada, Heybeliada, Burgazada ve Kınalıada’da gerçekleşti.
Adalar’ın doğa mirası mimozasını korumak, bilinçle geleceğe taşımak ve tahribata yol açan kesimlere karşı farkındalık yaratma amacı ile düzenlenen Mimofest’e, Adalılar kadar, İstanbullular ve turistler de büyük ilgi gösterdi. Bir hafta süren festival boyunca Ada sokaklarına tatlı bir heyecan hakimdi. Mimoza turları, sergiler, uzmanların katıldığı sunumlar, çocuk ve yetişkin atölyeleri, aralarında dört adaya dağılmış sokak müzisyenlerinin de yer aldığı konserlerle dolu programlara yetişme telaşı vardı.
Adalar’ın çiçekçilik geçmişine bir saygı duruşu niteliğinde olan festivale katılanlar, taptaze mimoza kokuları eşliğinde, önemli uzmanlardan bilgiler alırken, adalı kadınların hakim oldukları standlarda mimoza temalı el sanatı ürünleri inceleme, satın alma, eşsiz hikayeler dinleme, atölyelere katılma ve baharın gelişini benzersiz güzelliğiyle yaşama imkanı buldu. Turlar ve mimoza bahçeleri gezilerine Adalar Vakfı Başkanı Ali Erkurt ile Vakıf Eski Başkanı Halim Bulutoğlu rehberlik yaptı. Oldukça kalabalık ve keyifli geçen geziler festival boyunca sürdü.
“Mimoza” Ve “Kadın” Teması
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne denk getirilen festivalde “mimoza” ve “kadın” teması ahenkle buluştu. Adalar Müzesi, Doç. Dr. Seda Yavuz’un “Kadın, Dayanışma, Direniş: Sanatta Mimoza Temsilleri” başlıklı sunuma ev sahipliği yaptı. Burgazada Gönüllü Evi’nin “Adalı Kadınlar Resim Sergisi” de kadın temalı etkinlikler arasında yer aldı. Üreticilerinin yüzde 90’ının kadın olduğu Mimofest atölyelerini ve stantlarını ziyaret eden Adalar Belediye Başkanı Ali Ercan Akpolat, festivale katkı sunan tüm kadınlara teşekkür ederek, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutladı.
Akpolat: Festivalimizi Daha Da Büyüteceğiz!
Adalar Mimoza Festivali “Mimofest”, 9 Mart Pazar akşamı Taş Mektep’in büyülü atmosferi içinde verilen konserlerle kapandı. Adalar Çocuk ve Gençlik Orkestrası ve Adalar Belediyesi Türk Halk Müziği Korosu, Adalılara unutulmaz bir akşam yaşattı. Her iki müzik grubuna festivale kattıkları anlam için teşekkür eden Adalar Belediye Başkanı Ali Ercan Akpolat, Mimofest’in önemini anlatan bir kapanış konuşması da yaptı. Akpolat, gelecek sene festivali daha da güçlendirerek sürdüreceklerini söyledi:
“Bizi bu güzel bahar akşamında bir araya getiren, festivalimize ismini verdiğimiz Adalarımızın simgesi mimoza ağacıdır. Bir Adalı olarak hep söyledim ve söylemeye devam edeceğim; Adalar’da yaşamak, Adaların doğasına, tarihine, kültürel mirasına sahip çıkmak ve Adalarımız için üretmek bir ayrıcalıktır. Bu ayrıcalığın bilinciyle çalışmalarımızı titizlikle sürdürmeye, Adalar adına yakışır festivaller gerçekleştirmeye devam edeceğiz.
Festivaller sadece eğlencelerden ibaret değildir. Mimoza Festivalimizdeki amaç da yalnızca bir güzelliği göstermek değil; aynı zamanda bu güzelliği nasıl koruyacağımızı anlatmaktır. Festivalimizde elimizden geldiğince bunu anlatmaya çalıştık.
4 Mart’ta atölyelerle başlayan ve 7 Mart’ta büyük bir coşkuyla açılışını yaptığımız festivalimiz, hafta sonu da oldukça kalabalık ve keyifli geçti. Adalar Mimoza Festivalimizi bundan sonraki yıllarda da daha güçlü, daha katılımcı ve diğer adalarımızda daha da büyüterek gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Adalar Mimoza Festivali’ne hep birlikte imza atmanın sevincini ve gururunu yaşıyoruz. Sizlerin huzurunda, Mimofest 2025 Düzenleme Komitesi içinde yer alan Adalar Müzesi, Adalar Kent Konseyi, Adalar Kültür Derneği, Adalar El Sanatları Derneği, Adalar Halk Eğitim Merkezi, Burgazada Gönüllüleri Kültür, Sanat ve Eğitim Merkezi, Cesaret Derneği, Enstitü İstanbul İSMEK, Mimoz.ada, Adadans, İBB Sokak Müzisyenleri ve festival organizasyonunda yer alan tüm emekçi kadınlara teşekkür ediyorum. Festivalimize her türlü desteği sunan İstanbul Büyükşehir Belediyemize ve Ekrem Başkanımıza teşekkürü de borç biliyorum.”
Bildirimler