Suna Baykam: Sosyete Art’a hoş geldiniz. Sevgililer Günü özel röportajımızda sizin gibi kadın figürlerini en güzel çizen ressama sevgi, tutku ve aşkın anlamını sorabilir miyiz?
Ergün Gündüz: Sevgililer Günü sadece hayatımızın her an her zaman içinde yanında olan bu duyguyu bir güne dikkat çekme tarihi diyelim.
Ergün Gündüz: Bu yüzden 14 Şubat hem önemli hem de önemsiz bir gün.
Suna Baykam: Sanırım uzun zamandır herkes bunun bilincinde.
Ergün Gündüz: Aşk enteresan bir kimya ne zaman nerede gireceği ne şekilde kaplayacağı belli olmayan bir duygu, salgı adı her neyse…
Suna Baykam: En tutkulu aşkınızı resmetmişsinizdir değil mi?
Ergün Gündüz: Benim adıma ise kadın varlığı önemi hem dünyadaki yaşam için hem de bir erkek için…
Ergün Gündüz: Heteroseksüel doğumumum gereği kadına olan ilgimin bol bol kâğıda dökmem.
Ergün Gündüz: Kadınları ya da sevdiklerimi bilinçli olarak resmini çizmesem de içgüdüyle çizdiklerim renklediklerim vardır…
Suna Baykam: Peki değişmeyen kahramanınız var mı?
Ergün Gündüz: Ne anlamda?
Ergün Gündüz: Rol model olarak mı aşk olarak mı çizgi roman olarak mı :))?
Suna Baykam: Çocukluğunuzdaki oyunlardaki gibi; sizi harekete sokan, ilham getiren vb…
Suna Baykam: Rol model olarak…
Ergün Gündüz: Küçük yaşlarımda Clint Eastwood benzemek isterdim.
Suna Baykam: Baktım ki kadınları hayal etmekte üstatsınız gerçek hayatı da pek karıştırmıyorsunuz hayalinizdeki kahramanı sormak istedim. Nasıl bir enerji ki bu sizin gibi bir ressama konu olabiliyor hem estetik yönden hem de kültürel etkileşim olarak?

Ergün Gündüz: Sonraları kendimi tanımaya kendi özelliklerimle yaşamaya yöneldiğimden kahraman falan yok oldu.
Ergün Gündüz: Dediğim gibi kadınları seviyorum bir kasım adamı olarak.
Suna Baykam: Yaşadığınız kendi dünyanızda sizi bu kadar karizmatik yapan ve insanlara sizi takip ettiren o sihir nedir?
Ergün Gündüz: Onların varlığı beni canlı tutuyor. Bu sadece fiziksel bir duygu değil resimdeki kadın da öyle.
Suna Baykam: Eksik çizilen bir kadın belki deneyimsizlik ve ilgisizliktendir, o kadar çok örnek var ki dünyamızda trend olarak.
Suna Baykam: Ailenizde annenizin size yaklaşımı belki de kadınları bu kadar iyi görmenize yol açmıştır.
Ergün Gündüz: Karizmatik sorusunun net cevabı olmaz sanırım… Karizma öğrenilen bir durum değil. Karakterin yaşamla beslenirken, doğuş vasıflarınla olgunlaşırken ve en önemlisi kendine ait özel varlığın kimselere benzemeden yol aldığında oluşan bir görüntü.



Ergün Gündüz: Kadınları kadınlar bana anlattı diyelim.
Ergün Gündüz: Önemli olan empati kurup anlamaya çalışmak.
Suna Baykam: Şanslısınız karizma yönünden. Sizi tanıyan herkes bunun farkındadır.
Suna Baykam: Eserlerinizin Picasso ile sergilenmesi nasıl bir duygu?
Ergün Gündüz: Bir erkek kendini kadına kadınına iyi ve kötü hali ne varsa varlığını kimliğini net anlatabiliyorsa kadın ona saygısını gösterir.
Ergün Gündüz: Picardie müzesinde sadece Picasso da değil Rönesans’tan modern çağa kadar birçok değerli sanatçı ile aynı alanda yer almak elbette çok haz verici.
Suna Baykam: Bunun altını çizerek söylemek ve duyurmak lazım bence.
Ergün Gündüz: Picasso ile akrep olduğumuzdan aynı yerde olmak işin esprili tarafı.
Ergün Gündüz: Haz dedim bu kadın içinde resimler çizimler içinde aynı değerde bir duygu benim için… Geriye bir şeyler bırakmak, iz yaratmak…
Suna Baykam: Akrep kıskançtır derler kendini sokacak kadar da tutkulu. Kadınlara geri dönersek sizi etkileyen unsurlar değişiyordur zamana ayak uydurarak. Her gün sokağa çıktığınızda neler fark edersiniz bakışlarda?
Ergün Gündüz: Pek çıkmıyoruz son zamanlarda 🙂 Pandemi.
Suna Baykam: 🙂
Suna Baykam: Haliyle.
Ergün Gündüz: İnsanların üzerine gördüğün şeyler değişik ve farklı olabiliyor bir sanatçı için… Beğenilerde kişilere göre değişebiliyor… Birinin en dikkat çekici yeri atıyorum kemerli bir burnudur belki o kadın o kız bundan rahatsızdır ama bir başkası için daha dikkat çekici daha seksi olabilir… Benimde karşımdaki kişilerde en sivri özellikleri dikkatimi çeker.
Ergün Gündüz: Mesela kadın poposu en çok çizmekten haz duyduğum bölgesidir… Hayvansal bir dürtü mağaradan kalma saf dürtümüz.
Suna Baykam: Çizimin önemi büyük tabii, görsel olan her şey akılda kalır.
Ergün Gündüz: Hımmm… Evet… Ben uzun yıllar, hatta doğduğumdan beri elimde kalem, fırça olan birisiyim… Küçükken ne hissettimse yolumu değiştirmeden o yönde kendimi geliştire geliştire yol alıyorum…
Suna Baykam: Son zamanlarda yeni çizerlerde sizlerdeki tadı alamıyorum, belki uzun zamandır sizleri takip ettiğimizden. Bana darılmasınlar… Amerika ‘da projeleriniz vardı onlarda Pandemiye mi kurban gittiler?
Ergün Gündüz: Yalnızlığı seven biri olarak
Ergün Gündüz: Hayır hiçbiri Pandemiye kurban gitmedi…
Suna Baykam: Peki son durumlar nedir?
Ergün Gündüz: Halen Amerika Birleşik Devletlerinde roman çizmeye devam ediyorum. Ayrıca Mayıs ayında Princeton Üniversitesi yayınlarından yazar Jenny White ile beraber yaptığımız kariyerli bir kitap tüm dünyada satışa çıkacak.
Suna Baykam: Bu çok güzel bir haber. 🙂
Ergün Gündüz: Kariyer dediğim; son derece önemli bir üniversitenin yayını olmasıdır.
Suna Baykam: Bu haberi Sosyete Art’tan duyurmak harika bugün.
Suna Baykam: Başarılar dileriz. Takibinde olacağız.
Ergün Gündüz: Zamanında Albert Einstein’nın ders verdiği üniversite diyeyim.
Suna Baykam: Sanat böyle bir şey. Zekâ ile yetenek ve de emek bir araya gelince neler olmuyor ki…
Ergün Gündüz: Yaşamda sevişmek fazlasıyla önemli, işinle, yemeğinle, sevgilerinle tutku ile sevişerek bu tadı alarak var olmaya çalışmamız lazım… Kimselere zarar vermeden istediğini yaparak…
Ergün Gündüz: Kişi önce kendi varlığı ile mutlu olmalı ki karşısındakinden kendisini sevmesini istemesin… Birlikte birbirlerini sevsinler.
Ergün Gündüz: “Yalnızlığını sevenler, asla yalnız kalmazlar”
Suna Baykam: Tam yaşadığım hayatı yazdınız. Yalnızlık bazen ölen birisi ardından da yıllarca yaşanabiliyor. Ama aşk bence en güzel hayat enerjisi.
Ergün Gündüz: Bugüne 🙂 çizdiğim bir kapak!
Suna Baykam: Bunu gören hanımlar artık günümüzde erkeklerin nasıl kadınlardan hoşlandığını görsünler bence 🙂
Suna Baykam: Hayatınızda kadınlar dışında neler var? 🙂
Ergün Gündüz: Etrafta birçok çizer, yazar ve diğer sanatlardan insanlar var. Sanat tamamen yetenek, duygu ve zekâ buluşmasıdır… Uyanıklık, nemalanmak ya da bu tutar gibi düşünlere sahip olanlar sanatçı falan değiller, öyle olduklarını kimse sanmasın… Sanat ve sanatçı öyle doğar, öylede ölür…
Ergün Gündüz: Hahahha kadınlar dışında dedin… Seksilik daha doğru benim için… Seksi şehirler, seksi resimler, seksi yemekler… Konuştuğumuz gibi uzun süre evlere kapandık ben bol bol çiziyorum, müzik dinleyip izleyip yazıp sıkılacak zaman bulamıyorum kendimde… Bitince bu salgın falan sanırım dünyada herkes gezmeye başlayacak… Görmedikleri yerlere talepler artacak…
Ergün Gündüz: Hayal işte bir zamanlar dünyanın en güzel adamı en seksi adamı her gün uzun yoldan yürüyerek ormanın içinden geçip küçük gölete gelip suya bakar bakar sonra dönermiş… Tüm orman, doğa, kayalar, otlar, ağaçlar, hayvanlar hepsi onu hayranlıkla izlermiş. Bir gün yine bu erkek göle gelmiş. Suya bakarken ayağı kaymış göle düşüp boğulmuş… Tüm doğa acı içinde üzüntüye boğulmuş… Hepsi karar almışlar göle gidip sormuşlar. Eyy göl:) Her gün bu erkek en yakın sana geliyordu yüzünü en yakından sen görüyordun, anlat bize nasıl biriydi? Göl düşünmüş düşünmüş… ‘’Valla bilmem pek bir şey hatırlamıyorum o geldiğinde ben hep onun gözündeki kendi yansımamı izliyordum…’’ der.
Suna Baykam: Bu duyguyu yaşamamış bir âşık yoktur…
Suna Baykam: Duygularınızın incindiği oldu mu?
Ergün Gündüz: Kısaca kadınlar, erkekler severken karşısındaki insanda kendilerine bakmasınlar gerçekten tam olarak ona baksınlar… Mutluluk yoludur bu… Bana şunu yapsaydın. Bunu yapsaydın. Senden bunu beklerdim ile bir yol alınmaz… Herkesin sevgileri, aşkları her gün canlı kalsın, isterse kendini sevsin fark etmez 🙂
Suna Baykam: Siz hep böyle aşk ile mi yaşarsınız yoksa bu güne özel bir durum mu? 🙂
Ergün Gündüz: Elbette olmuştur incinmek gibi duygular… Aşk kimyasını yaşamadan anlamak ya da daha kalkanlı olmak ya da o kimyanın saçmalıklarının acı vermesine izin vermemek kişilere göre değişir. Geriye bakınca kimselere fazladan bir kızgınlığım yoksa pek acıtmamış demek ki… Bence bu duygu iyi 🙂 Hatıralar sevgiyle hala beynimizin köşelerinde yer alıyorsa, bence almalı, bu geriye sevgi bırakılmış, sevgi tohumları atılmış demektir…
Ergün Gündüz: Soruların bugüne özel olduğundan 🙂 dediğim gibi bunlar duygu her an, her zaman, her yerde olabilir günü saati zamanı olmaz…

Ergün Gündüz: Ben sevdiğim bir şey için derin konsantrasyona girerim mesele resim yaparken o sırada sadece tuval boyalar ve ben varım derinden ve yoğun…
Suna Baykam: Aynen konsantrasyon çok önemli. O kadar fazla ilgilenecek işler var ki zevkle takibindeyim.
Suna Baykam: Yaşamak zaten bir gezegen gibi hem kendi kendine hem yaşayan diğer canlılarla.
Ergün Gündüz: Eğer sevdiğim birisi ile bir tatile bir yere gideceksem o da öyle olmalı… En güzel olanı 5 ile 7 gün başka hiçbir şeyle uğraşmadan elime kalem bile almadan sadece onunla beraber olmak onu her saniye yaşamak… Ama bu süreç uzarsa konsantrasyon kaybı başlar uzatılmamalı, insanlar birbirlerini özlemeli, özlemeğe zaman tanımalı… Tekrardan coşku ile buluşmak için… Bu tamamen benim görüşüm 🙂
Suna Baykam: Bence özlemek bile absürd. Ne istersem yapmalıyım ama bugün ama yarın.
Suna Baykam: Zamana yetiştiğimde yapamadığım şeyleri yaparım.
Ergün Gündüz: Güzel beyin 🙂
Suna Baykam: Bizler sizlerden sizler bizlerden besleniyorsunuz. Organik tarla gibiyiz :))
Ergün Gündüz: Öğrenmek istekle olan bir durum… Ben hala kendimi geliştirmekle canlı tutuyorum… Oldubitti işte bu demenden… Öğrenecek kişi sevdiği sanatçıyı iyi izlemeli iyi analiz etmeli ve çok çok ama çok çalışmalı… Başka şansı yok… Sanatçı var sanatçı görünümlü var… Sanatseverlerde kendilerini geliştirmeli, iyiyi, doğruyu anlayacak seviyeye getirmeli kendilerini.
Ergün Gündüz: ORGANİK TARLA 🙂

Suna Baykam: 🙂
Suna Baykam: Nedense içimiz ağlarken güleriz, gerçi ben biliyorum ama bilmeyenlere anlatmak istemezdim.
Ergün Gündüz: Eee… Artık sonlara geldik sanırım bu güzel İstanbul’daki karlı, bembeyaz günde 🙂
Suna Baykam: Çok güzel bir sohbetti. Çok teşekkürler… Her şey zamanı gelince olur.
Suna Baykam: 😉