YAĞMUR’DAN SONRA KİTABI İLE DEFNE SUMAN
Doğan Kitap 2020
Dünkü sağanak sıradan yağıştı. Her zamanki gibi şimşeklerin ardı arkası kesilmezken ağaçların dalları kırıldı. Kulübemin hasırdan çatısını onarmam gerekecek yakında. Altına naylon döşememe rağmen içeri su sızıyor, cibinlik ıslanıyor. İkindi fırtınasında ağır bir dal düşerse çatı başıma yıkılabilir. Elim ayağım güçten kesilmeden yaşam koşullarımı iyileştirmeliyim. Fazla vaktim kalmadığını hissediyorum. Bunu bilmeme rağmen hâlâ kalem tutan elimle yazmaktan başka bir şey yapmak gelmiyor içimden. Elim tutmaz hale gelince ne yapacağım? Bunu şimdi düşünmeyeceğim. Şimdilik kelimelere tutunuyorum. Kime yazdığımı bilmeden. Hepimiz öleceksek, geçmişin kaydını tutmanın ne anlamı var, değil mi? Bir okuru bulunmayan yazı neden yazılır? Bilmiyorum. Orada, birilerinin bulunduğunu seziyorum. Mekânın değilse de zamanın bir noktasına söz ulaşır. Belki de hepsi bir yanılsama. Boş avuntu. Olsun, yazmak çatıyı onarmaktan iyidir. Kuvvetten düştüm iyice.
Yağmur sularının oluşturduğu dereciği izleyerek köye yürüdüm. Toprak ince ince tütüyordu. Havayı ıslak yaprakların nane kokusu sarmış. Serinliği içime çektim. Muhtar beni toprak meydanda karşıladı. Bastona geçmiş. Hastalığı ilerliyor. Bastonu kavrayan sol elinin parmaklarının kıvrılıp pençeleştiğini de gördüm. O da gördüğümü gördü. Aklıma yine o soru geldi. Muhtar ve bu köyde yaşayan bir avuç insan, Üçüncü Salgın’ın onları nasıl öldüreceğini biliyorlar mı? Ne kadarını biliyorlar? Bir zamanlar Muhtar’ın kulübesindeki televizyon çalışıyordu. Buraya vardığım yıllarda, köyün erkekleri akşamları Muhtar’ın kulübesine toplanıp yalınayak bağdaş kurdukları kilimlerin üzerinde, yayın yapan bir kanal bulmaya çalışırlardı. Muhtar’ın evinin çatısına çıkan çocukların çanak anteni gökyüzüne çevirdiklerini gördüğüm gün durumun umutsuzluğunu anladım. Uyduların iptal edildiğinden haberleri yoktu. Oysa düşman ülkenin iletişim uydusunu iptal etmek benim çocukluğumdan beri uygulanan savaş stratejilerinden biriydi. Bu uzak köyün insanları bunu bile bilmeden mi yaşamışlardı?