‘Fikirler beliriyor, ama hemen kendilerini öldürüyorlar. Burası bir katliam evi.’
John Malkowich, 2019
Aslan burcunda bir dolunay yaşamaya hazır mıyız bu akşam. Özellikle Boğa, Akrep, Kova, Aslan burçları; sabitleri baskın olan haritaların gökyüzünden epeyce etkilendiklerini biliyorum şu sıra.
Bu dolunay; bizim aslında kendimizi gerçekleştirmemiz, önümüzdeki engelleri fark etmemiz adına destekliyor çünkü içimizdeki korkuları da endişeleri de hiç olmadığı kadar yakından görüyor, duyuyor, hissediyor olacağız. Dolunaylar bitiş enerjisi taşırken bu dolunayın ay düğümleri ile yapmış olduğu zorlayıcı açısı aslında yeni başlangıçlar için de nelerin bitmesi gerektiğine dair aydınlatıcı olacak. Başlangıçların zorlu olacağına dair de keza bir kabul gibi şimdiden..
Dolunayda; aşkı anlatan Venüs, eylemlerimizi anlatan Mars bir arada… Sevgililer gününü geride bıraktık ve oğlak burcunda bu ikilinin kavuşumunda en hoşuma giden postlardan birisi, ‘Sevgililer Günü’nde sevgilim yok diye üzülme, unutma! kabotaj bayramında da gemin yoktu, o zaman üzülmüş müydün?’ oldu. Epey eğlenceli, Aslan’ın ışıltısına yakışır pek çok post gördük.
Aslan ışıltısıyla çatışan ‘tedbirli olmayı’ ya da ‘fakirliiği’ vurgulayan paylaşımlarsa aslında bize dikkat etmemiz için göz kırpan ironiler. Ekonominin geldiği durumu eleştiren hediye fikirleri, ya da pragmatist çiftlerin paylaşımları dikkat çekiciydi… Bir kadın, kocasına 5 lt benzin bile hediye etti 😊Trajik olan durumların içinde aslında Sevgililer Günü bir parça mutlu olmak için aradığımız bahaneyi, sevgilimiz olsa da olmasa da bize verdi. @mytherapistsays instagram hesabının son videosunda; ‘sevgililer günü’nde aldığın çiçekleri kim görmek ister?’ sorusunun altında Alicia Keys ‘No One’ şarkısını söylüyordu😊 Aslan dolunayına ait bir diğer haber de ‘Maske Kimsin Sen’ programının sonlandırılmış olmasıydı.
Gökyüzünü anlamak için hayatımızda şu sıralar neler yaşadığımıza dikkat etmemiz yeterli aslında. Bahsettiğim tüm bu konular bir şekilde şuanda 27 derecedeki dolunayın; hayatımızdaki tezahürleri. Sabian sembollerinde 27 derece; Gün Doğumu diye geçer. Der ki; her şeyin bir alfası ve omegası vardır ve bütüne ait her parça ışıkla kutsanmıştır. Bunun daha alt açıklamasına inecek olursak; zorlu bir durumu çözmek için kalkıştığımız bir eylemin sonucunda, kendimizi daha da karmaşık bir durumun içinde bulabiliriz. Fakat ne olursa olsun, artık fark etmemiz gereken şey fark edilmiştir; dolayısıyla tutumumuzu, yaklaşımımızı, çok daha berrak bir zihin ve sıcacık bir kalp ile onarabiliriz. Çünkü artık hatırlıyoruz zaten bilmekte olduğumuzu: gecenin en karanlık anı, gündoğumunun hemen öncesidir. Tekrarlı olarak yenileniriz. Gerek bireyin, gerekse dünyanın her tezahürü, her kendini gerçekleştirmesinin özünde bir diriliş vardır. Bu sabah Buğday Derneği’nin paylaşımı ile baharın ilk müjdesini de aldık örneğin; birinci cemre bu hafta düşüyor.
Sürekli olarak yenilenebileceğimize, baharın geleceğine, her sıkıntının mutlaka eninde sonunda biteceğine dair duyduğumuz inanç; bu dönemde gerçekleri tüm yalınlığı ile görebilme cesaretini, bize verecek. Eylemlerimizin sonuçlarını düşünerek, abartılı benlik duygularında körleşmeden sağlam ve teker teker ilerlememiz gereken bir dönem. Gene bu döneme damgasını vuran Venüs Mars Oğlak kavuşumlu ilişkilerin altındaki materyalist aşkı da bize fısıldayan ‘Tinder Swindler’da, Simon Leviev’un tekrarlayıp durduğu; ‘her eylemin bir tepkisi olacaktır’ cümlesi; bize gerçekten de şu dönemin temasını anlatıyor. Her kazanç için atacağımız bir adım, başlayan bizi heyecanlandıran bir flört; ertesinde bizim gözden kaçırdığımız, fark etmediğimiz bir şeyi bizden bekliyor olacak.
Olumlu ifadesinde; hiç olmadığımız kadar cesur, özgüvenli hissedebiliriz. Göz önünde olmak ruhumuzu besleyeceği gibi, bir yandan aslında destek kanadında olmak da bize kendimizi iyi hissettirecektir. Kimlerle, nerede, nasıl diyaloglar içinde olduğumuza da dikkat edelim. Dolunayın, Ay düğümleri ile açısı tutulmaların etkisi altında ve hayatımızda kadersel bir dönemden geçmekte olduğumuzu anlatıyor. Her ne kadar birey olmak, kendimizi ortaya koymak, cesur hissetmek güzelse de bütünün bir parçası olduğumuzun bilinciyle hareket etmeliyiz. Zaten…’Bütünün bir parçası olamadan bireyselleşmenin de ne faydası var ki’, der içimdeki Kova enerjisi.
John Malkowich, Velvet Buzzsaw
En başta geçen replik ise; şu dönem özellikle üretmesi gereken, yaratıcı süreçlerde aktif olarak bulunan ya da etrafında olan bitene anlam vermeye çalışan herkesin; silüetlerin dans ettiği bir evde, kendine gerçek bir partner bulma çabasını özetliyor.
Zorlu başarılarla gurur duymak mümkündür ancak bir yandan kendimizle girdiğimiz savaşlara, bizi tüketen zihinsel karmaşalarımıza işaret eder bu dönem.
‘Zafer, askeri başarı, öz hakimiyet, intikam almamak koşuluyla gelen adaletin yerini bulması’ gibi konularla ilgili olan Regulus’a da oldukça yakın bu dolunay ışığında, benim de çalışacağım bazı soruları sizinle de paylaşmak istiyorum;
- Duygularınıza kulak vermeye çalışın; kızgınlığınızı yaşayabiliyor musunuz? Ya da mutluluğunuzu? Korkmadan, sorgulamadan… yoksa bir tereddüt kendinizi ifade etmenizi engelliyor mu? Çünkü içinde olduğunuz süreçleri; kalbinizi açarak samimi bir şekilde yürümeye çağrılıyorsunuz.
- Sizi ne mutlu ediyor ya da sizi ne sinirlendiriyor? Bu hedefler ya da motivasyonlar; gerçekten de arzu ettiğiniz başarıya sizi götürebiliyor mu? Ya da hayalini kurduğunuz o başarıyı muhafaza edebilmeniz için yeterli mi? Düşünmeye değer.
- Duygularınızın, hedeflerinizin önünde yardımcı mı yoksa engelleyici mi olduğunu tartın.
- Yeme alışkanlıklarınızı da bu dönemde inceleyin, sağlığınız için aslında düşünmeden tamamen dürtüsel elinizi attığınız yiyecekleri duraksayıp size ne hissettirdiği için ya da ne hissettirmesin diye yemekte olduğunuza bakın. Sadece mutlu olmak için mi, kontrolü elinizde hissetmek için mi? Ne için?
- Dinlemekten keyif aldığınız parçaların size neler söylemekte olduğuna bakın.. o müzikle ruhunuzda neyi daha yakından duymaya çalışıyorsunuz?
Dolunay güçlü, önemli bir transformatör olarak parlayacak bu gece. İnanmayı seçtiğiniz, kendi içinizdeki bilgeliğiniz olsun.
Sevgiler
Emire Tuğçe AKARLAR