Suna Baykam: Merhaba, Fatih Elibol röportajı için bir araya geldik. Sosyete Art e- dergimiz için uluslararası koçluk yapan bu değerli insan için sorularıma başlıyorum. Uluslararası koçluk federasyonuna Master Certified Coach ünvanını alarak dünya genelinde 1187 MCC ünvanlı koç arasına adınızı yazdırdınız. haberleriniz basında sıklıkla yer aldı başarıya ulaşmak için sayın Fatih Elibol, mentörlük alanında neler yaptığınızı bir de sizden dinleyebilir miyiz?
Fatih Elibol: Tabii ki. Ben 1996 senesinde koçlukla tanıştım ve 2000 senesinden itibaren de profesyonel mesleğim olarak ve aynı zamanda da diğer girişimlerimle birlikte de yürütmeye devam ettim. Koçluk öyle bir şey ki ben bugün koç oldum ve artık koçluk yapıyorum değil koçluk hayatınızın bütününe yayıldığı zaman çok daha efektif bir hayatınız oluyor etkin bir hayat yaşayabilmeniz için bizim ihtiyacımız olan şey doğru dinleyebilmek ve aslında aynı zamanda doğru bir şekilde sorular sorabilmek yargılamadan, karşı tarafta uyum sağlayarak iletişimin içerisinde olmak, ilişkilerimizi doğru şekilde oluşturmamızı sağlıyor. Evet koçluk da benim dünyamın içerisindeki bütün ilişkilerimi A’dan Z’ye sıraya soktu geçen sene itibarıyla MCC ünvanı oldum dünyadaki 33. Türk koçum MCC ünvanlı. MCC ünvanlı olmak ne demek? Bu MCC ünvanı ne demek aslında onu bir bilmek lazım belki MCC ünvanlı koç olabilmek için Uluslararası Koçluk Federasyonunun akredite eğitimlerinden 200 saatini bitirmiş olmanız gerekiyor ve dünyada bugün 1335 MCC ünvanlı koç var, dünya genelinde. Ben de onların 33. Türküyüm. Buraya gelebilmek için o 200 saatlik eğitimi tamamlıyorsunuz arkasından da en az 2500 saatlik koçluk yapmış olmanız gerekiyor, 2500 saatlik koçluğunuzu da tamamladıktan sonra işte bazı prosedürlerde iki tane ses kaydı ICF’e gönderiyoruz onlar dinleniyor seanslarımız dinleniyor denetleniyoruz ve arkasından da uygunda MCC ünvanlı koç oluyorsunuz. MCC ünvanlı koç olmak demek koçluğun profesörü diyelim hani ”Doktor” anlamından alacak olursak en üst seviyedeki ünvandır bu. Ben de anladığım kadarıyla bunlar arasında en gençlerinden de bir tanesiymişim geçen gün onu söylediler ama tabi ben koçluğu hayatıma çok erken aldım ben 16 yaşındaydım koçlukla tanıştığımda Sir. John bana koçluğun ne olduğunu bir seansla yaşattı ve hayatımdaki bütün netliği kazandıktan sonra o yaşamın netliğine ulaştıktan sonra daha başarılı ilerleyeceğimi gördüm MCC ünvanlı koç olmak için bir diğer şart var ki o da PCC olmanız gerekiyor öncelikle PCC ünvanlı koç olacaksınız. Peki PCC ünvanlı koç olmak için ne lazım? Minimum 125 saat eğitim tamamlamanız veya diploma programını bitirmeniz 500 saat koçluk yapmış olmanız ve iki tane ses kaydını gönderip 10 seanslık da mentör koçluk almanız gerekiyor aynı şey MCC’de de var atladım sanırım söylemeyi, ICF üncan alabilmeniz için bir mentörle çalışmanızı istiyor sizin. Mentör koç yani şu anda benim olduğum şeyde ünvan yolculuğunda birlikte ilerlediğimiz MP’lerin olmasını sağlıyor MP’de ünvan alırken bizimle birlikte bu yolda devam ediyorlar. PCC olmak için de bir sınava giriyorsunuz MCC’nin sınavı yok ama PCC olmak için bir sınava girmeniz gerekiyor, bu sınavı geçtikten sonra PCC olabiliyorsunuz ama PCC, ACC olmadan PCC olma şansınız var, evet bizde bir ünvan daha var o ünvan da ACC ünvanı, o aslında başlangıç, mesleğin başlangıcında kullanılan ilk ünvan onun için 60 saat eğitimi tamamlamanız veya diploma programını bitirmeniz 100 saatlik koçluk yapmanız aynı zamanda yine 10 seanslık mentör koçluğunuzu alıp bir ses kaydı ile sınava girmeniz gerekiyor ve bunlar gerçekleşiyor. Ben dünyadaki genç ve en eski ICF koçlarından biriyim, sürekli gelişimin olduğu bir meslek bir kere bunun en güzel tarafı belki de bu ünvanı yenilemek için her üç senede bir 40 saatlik bir eğitimi tamamlamanız lazım ve benim bugünkü koçluk saatim demiyorum, koçluk yaptığım kişi sayısı onlara 3 seans 5 seans kimisiyle 10 yıldır 15 yıldır çalışıyoruz 7000’in üzerinde şuanda 7000 kişinin üzerinde koçluk hizmeti verdiğim kişiler var bunları ben takımları ve grupları tek sayıyorum ve isim isim onların her birine günaydın demek her biriyle birlikte olmak senelerdir içiçe olmanın mutluluğuyla birlikte yaşıyorsunuz. Koskoca bir dünyayız biz ve bunca kişi net bunca kişi başarıyla devam ediyor bu hayata buna da yol arkadaşlığı yapabilmek, koçlukta çünkü biz ne yapacağınızı söylemiyoruz Türkiye’de maalesef aslında Türkiye demek çok yanlış bu dünyada koçluk yanlış şekilde özümsenmeye başlamış bazı alanlarda. Koçluk psikologluk değildir, terapitörlük yapmayız size biz, kesinlikle size ne yapacağınızı söyleyen bir yönetim sistemi değildir sizin geçmişinizle ilgilenmez, size ne yapacağınızı söylemez. Bu sistem danışmanlık değildir size danışmanlıklar vererek bir şeyler yapmaz, bu supervision değildir, supervisor da var onu da anlatırım size ama o koçlara koçluk demek. Koçluk, Suna Hanım sizin kolunuza girip aynı yolda birlikte yürümek demek sizin şu andan geleceğe doğru yarına ve yarınlarınıza daha net, daha huzurlu, daha başarılı iş hayatınızda daha net daha olmak istediği yere doğru şirketlerle yine aynı şekilde o şirketin bulunduğu noktadan ileriye doğru gitmesinde o vizyonda yürümesine o misyonu özümsemesine destek oluyoruz ve aslında destek de demeyelim, yol arkadaşı oluyoruz. Bunu şöyle metaforlaştırabiliriz aslında; karanlık bir tünel düşünün o tünelin içindesiniz ve elinizde bir fener var o feneri açtığınızda aydınlanıyorsunuz, işte ben o fenerim hayatınızdaki bu böyle ilerliyor bizim için sevmediğinizde yapamayacağınız işlerden bir tanesi insan sevgisi ve yaşam sevgisi yaşam enerjisi bunlar bizde çok değerli ve böyle devam ediyor. Evet, MCC koçlardan biriyim. En çok sorulan soru ”Kimlerle Çalışıyorsunuz?” Ben dünyada ”Lordların Koçu” diye geçiyorum belki duymuşsunuzdur, ben İngiliz Parlementosunun koçlarından ve mentörlerinden eğitmenlerinden biriyim MP’ler ile birlikte çalışıyorum aynı zamanda o yönetim ile birlikte ülkenin yönetimi ile birlikte çalışıyorum Belediye Başkanlarıyla, İngiltere’nin iki Belediye Başkanı ile çalışıyorum, aynı zamanda Lordların Koçu İngiliz tarafından dışarıya çıktığı zaman Avrupa Birliği Parlementosunun koçuyum mentörüyüm ve eğitmeniyim oraya bir okul kurduk biz burada yaptığımız şey de aslında koçluk hizmeti veriyorum, grup koçluğu yapıyoruz orada ağırlıklı, bütün MP’lere Milletvekilleri Bakanlar o ülkelerin danışmanları ve onlarla birlikte çalışıyoruz. İşimiz iletişim ve dünya liderlerinin iletişimlerinde kendi iç iletişimleriyle başlıyor önce o kendi iç iletişimleriyle olan netliği sağladıktan sonra daha net dünyayı yürütebilmelerini birlikte sağlıyoruz kendi ülkelerinde başarılı olmalarını sağlıyoruz şuanda 58 ülkeyle beraber çalışıyorum. Hindistan bunlardan bir tanesi senelerdir orayla bir çocukluğumdan beri benim için büyük bir aşktır Hindistan ve oranın da yöneticileriyle birlikte çalışıyoruz işte başbakanı sevgiyle birlikte yürüdüğümüz kişilerden biridir ve böyle devam ediyor tabi bu kadar değil çalıştığım. Hollywood ve Bollywoodla birlikte çalışıyorum, bu sanırım sizin için güzel bir bilgi 13 yaşımda ilk kez Hindistan’a gittim işte o zamandan beri çok çok sevgiyle devam ediyorum gidip gelmeye Bollywoodla beraber çalıştığımız gibi aynı zamanda Hollywoodla da birlikte çalışıyoruz aktör ve aktrislerin koçluğu benimle birlikte devam ediyor bunda oyuncu koçluğu diye bir şey var ancak orada bir yanlışlık var oyuncu koçu oyuncuya ne yapacağını söyleyen kişi durumuna gelmiş biz oyuncuya da ne yapacağını söylemiyoruz yani ben size zaten ne yapacağınızı söylersem siz bunu yapmazsınız içinizdeki yetişkin benliği ”sen kimsin ki?” der bize ve dolayısı ile koçluk bunun için çok başarılı oluyor. Aynı zamanda finans sektörü ile çalışıyorum dünya bankaları ile birlikte vce finans kuruluşları ile birlikte çalışıyoruz ve sizlerle beraber çalışıyoruz hep beraberiz koçluk yolunda hep beraber devam ediyoruz.
Suna Baykam: Çok teşekkürler, Sosyete Art’da sizleri görebilecek miyiz peki ayda bir kere bile olsa?
Oyunculara sanatçılara koçluk nasıl yapılır? Onların profesyonel hayatında koçluğa ihtiyacı var mıdır? Girdikleri rollerde size danışmaları gerekli mi? Gibi bir aydınlatma ile Sosyete Art’da olursunuz.
Fatih Elibol: Şimdi Suna Hanım benimle çalışmanın güzel bir kuralı var aslında o da diyor ki insan beyni bir soruyu sorduğu zaman anlar, ikinci soruyu sorduğu zaman karmaşıklaşır, üçüncü soruyu sorduğu zaman seni manipüle etmeye başlar. Bu nedenle sizden önemli bir ricam var bana bir soru sorun o sorduğunuz cevabı alın içinde seçenekler olmasın ki ben size istediğiniz bilgiyi bilmek istediğinizi vereyim. Sosyete Art’da var olmak ayda bir tabi ki sizlerle birlikte olmak mutluluk verir bana bunu organize etmemiz mümkün. İkinci sorunuz oyuncuların koçluğa ihtiyacı var mı? Bu sorunun öz cavabı sadece oyunculardan ve sanatçılardan almayalım bunu dünyadaki herkesin koçluğa ihtiyacı var bakın siz biraz önce hayatınızda yeni atılımların içerisine girdiğinizi neler yapacağınızı yeni projelerinizi anlattınız yanınızda bir koçunuz olduğu zaman netleşiyor ne yapacağınızı tam anlamıyla biliyorsunuz ancak tabi ki ben hep şunu diyorum koçluk hizmeti almak harika koçluk eğitimleri ile önce kendinize koçluk yapmayı öğrenebilirsiniz biz şuanda Türkiye’de 300’ün üzerinde oldu dünyada binlerce kişi ben önce koçluğu öğrenin diyorum. Koçluğu öğrenmek ne demek? Soru sormayı, dinlemeyi, derin dinlemeyi, empatiyi, empatik dinlemeyi daha sonra bununla ilgili bir çok şey anlatabilirim. Böyle ilk 38 saatlik bir eğitimimiz var akşamları sürüyor her gün 3 saat kadar 8 gün akşamları yapıyoruz sadece orada insanların kendiyle olan iç iletişimi, kitabım da aslında bunu yapıyor zaten ”Gelecek Bugün Başlar” da kendinize koçluk yapmak için oluşturulmuş bir kitaptır, sizinle birlikte olmasının sebebi budur onun için de şuanda 8000’in üzerinde 3. baskıya geçer şekilde devam ediyor anladığım kadarıyla tam bilmiyorum onu geçebilirizi net rakam bilmiyorum çünkü. Ancak koçluğa kimin ihtiyacı var? Yaşayan herkesin ihtiyacı var. İhtiyaç mı? İhtiyaç olduğunu farkedersen ihtiyaç, bakın ben koçluğa nasıl girdim? Koçlukla nasıl tanıştım? Belki biliyorsunuz ben New York Üniversitesi’nde çifte lisans bitirdim Politik Ekonomi ve İşletme okudum onun için zaten bankacılar ve politika böyle okurken birden bire benimle olmaya başladılar, onunla beraber arkasından bir çok eğitim almaya başladım Anthony Robbins’i Richar Bandler’ı Philip Kotler’i bu duyabileceğiniz dünyanın en iyi eğitmenleri konularının en iyilerinden bire bir eğitimler aldım ben ancak bir çok şeyi bildiğim yerde, Suna Hanım birden bilginin içinde kayboluyorsunuz. Biliyorum evet, yapmanız gereken şeyler var ama hareket edemiyorsunuz sizi bir şey tutuyor ve sizi tutan şeyin ne olduğunu bulmak için tekrardan eğitim alıyorsunuz. Sevgili üstadım nurlar içinde yatsın kendisi Gail Boyle ben hipnozla başladım öğrenme öğretilerime ve Gail Boyle benim ilk hocamdı uyanık hipnoz teknikleri ve hipnoterapi çok meraklıydım ve gençtim öğrenmek de benim için çok keyifli bir şeydi bu yolculuğun içerisinde bir gün böyle bir çok eğitimi aldığım zaman bana döndü dedi ki ”Koçluk nedir biliyor musun?” dedim yine eğitime gidiyorum ben amerikan futbolu oyuncusuydum bu dönemde de koçluk eğitimi aldım ben hani futbol tarafında ”yok yok bu öyle bir şey değil” dedi peki dedim nedir bu? ”seni biriyle tanıştırıcam bak bakalım koçluk nasıl bir şeymiş sana faydalı olacağına inanıyorum” dedi hemen telefonumu aldım elime gittim görüşmelerimi yaptım arkasından da seans randevumu aldım. Seansa girer girmez yaptığım şey şuydu hemen kendisine kahve eşliğinde dedim ki ben bunu yaptım bunu yaptım onu öğrendim onu öğrendim şimdi elimde bu var ne yapmam gerekiyor hem okuyorum hem çalışıyorum Trump’la çalışıyordum ben projeler vardı elimde yönetmem gerekenler vardı genceciksiniz ve bunun vermiş olduğu bir güç var zaten bununla devam ediyorum dedim ki söyler misin bana ne yapmalıyım ben bunca şeyin arasında ne yapacağımı bulamıyorum bana döndü dedi ki ”ben sana ne yapacağını söylemeyeceğim” o anda aklımdaki şey şuydu dedim ki bu para da gitti 1200 Dolar para vermiştim bu da dedim gitti çünkü bazı eğitimler var görüyorsunuz iyi pazarlanıyor ama yetkinlik dışı şeyler bu alan içerisinde bir durdum hani iyice düştüğümü gördü ve bana dönüp şöyle yaptı İngilizcede benim adımı söylemek çok zordur ”Faty” diye çıkar bu da çok osuran adam demektir onun için bütün yurt dışında İngilizce konuşulan her yerde ”Fate” diye bir isim taktılar bana bu da inanç demek. ”Fate ben sana ne yapacağını buldurucam” dedi o anda ilgimi çekti ve o gün benim hayatımın içerisinde aslında hayatım nerede başladı? O koçluk seansından sonra yaşadığım netlik bu muhteşem bir şeydi ve dedim ki evet, tamam onun arkasından dünyanın işlerini tamamladım dünya kadar insanlarla beraber devam etmeye başladım elimde bir projem vardı o projemi tamamladım satışlarımı yaptım ve yepyeni ekiplerle artık birçok alanda hem çalışıyor hem okuyorduk. Bu dünyaya yayılmalı dedim bunun nasıl yapıldığını biliyorum ama ben bunu öğrenmeliyim öğrenerek bunu ileri götürmeliyim ve dünyaya yaymalıyım çünkü insanlar dinlemeyi bilmiyor, çünkü insanlar soru sormayı bilmiyor. Sadece yorum yapıyor sadece kendinden bir şey bir şey bulmaya çalışıyor ben de, ben de demek için dinleyen insanlar dolu dünyanın içerisinde kendinden bir şeyleri koymak için yaşıyor, ama dinlemiyor. Bu ilişkileri de bitiriyor, ilişkiler derken sadece karı koca ilişkisi değil iki kardeşin arasındaki ilişki dahi sadece daha üstün olduğunu göstermeye çalışan insanlardan dolayı kötüye gidiyor. Karı koca ilişkisine bir bakalım neden bitiyor bu ilişkiler? Başladığı zamana bir geri dönün, sana saygı duyan, seni dinleyen, sana değer veren biri varken belirli bir süre sonra kendi isteklerini ön plana koyan veya işte annesi babası gibi davranan eşlere kadın ya da erkek eşlere sahip oluyoruz. Bir bakıyoruz ki hey ben ne yapıyorum annemle mi yatıyorum? Ne oluyor? Ya ben babamla mı yatıyorum? Ondan mı çocuk yaptım? Bu nedir? Adam beni yönetmeye çalışıyor. Bu zaten bizim için uygun bir şey değil, ilişkilerin içerisinde doğru iletişimin de olması gerektiğini düşünerek eğitimlerime başladım. ICF’in başkanı olduğunu ICF’in kurulduğunu ”Uluslararası Koçluk Federasyonu”nun kurucusu benim ilk koçumdu bu benim için çok güzel hayatımı netleştiren oydu eğitimlerimi vermeye başlayan oydu koçluk alanında ve böyle devam etti. Ben de şimdi dünyaya bu eğitimleri vererek devam ediyorum. Bakın dikkat edin ben dünya liderlerine bu eğitimleri veriyorum ki kendi ülkelerini değiştirebilsinler, dönüştürebilsinler bunun için en yakın örneklerden bir tanesi Londra’dır. Londra Belediye Başkanı benden koçluk alan kişi. Her gün yeniliklerle çıkar ortalıkta, nettir, aldığı kararlar o ülkeyi etkiler böyle liderlerin almış olduğu, aynı şey oyuncular için de geçerli. Hayatında olmak istediğin yer neresi bunu bulduğun anda ilerliyor ve devam ediyor. Ama kendilerine koçluk yapmak istiyorlar ise kendileri ile başlamak istiyorlar ise kitap yazdım Türkiye’de ilk çıkmasını sağladım ”Gelecek Bugün Başlar” sizinle.
Suna Baykam: Pandemide yaşanan kaosu bize anlatır mısınız?
Fatih Elibol: Pandemide yaşanan kaos, kaos olarak görmek istediğimiz için kaos. Evet, insanları kaybettik. Evet, bu bir mikrop ve bir çok hayatları etkiledi ancak dünyanın değişimine ve dönüşümüne önderlik etti ben bundan iki sene önce Türkiye’deki birlikte çalıştığım danışanlarıma ya gelin Zoom’da toplanalım bakın koçluk seanslarımızı burada da yapabiliriz, grup koçluklarımızı burada da yapabiliriz dediğim zaman. ”Yok hocam siz gelin bizim yanımızda olun beraber yapalım ben öyle online yapamam” diyen firmalar, kişiler vardı. Pandemide diyordum ki ”geleyim mi yanınıza?” ”Yok hocam böyle çok güzel” diyorlardı. Bir kere dünyada bir kırılım yaşattı bu kırılımı doğru ele almış olanlar vizyonlarını değiştirdi ve yepyeni misyonlar edindiler bu hayatın içerisinde ama kurban rolu içerisinde olup ”ahtır, vahtır” diyenler de öldü bitti. Hayata nereden nasıl baktığımız ile ilişkili her şey. Gelecek her gün yeniden başlıyor, bugünki vizyonunu bugün yapacağın şeyleri belirleyerek başladığında net ilerliyorsun. Koçluk ne mi işe yaradı? Ben pandemide Türkiye’de ”mahsur kaldım” mahsur kalanlardanım. İngiliz Hükümeti koruma altında kaldığınız ülkede kalmanız gerekiyor veya sizi aldıralım dediler. Ben de kalmak istedim, Ben Emirganlıyım, Bebekte oturuyorum. Buralarda büyüdüm, büyüdüğüm yerleri yaşayabilmenin lüksünü yaşayabiliyim istedim ve bugün 300’ü aşkın kişiye Türkiye’de dinlemeyi, konuşmayı, kendine koçluk yapmayı, dünyalarının içerisinde çevrelerine koçluk yapmayı, koçluk bakış açısında yaşamayı öğretme şansım oldu. Bu pandemi yüzlerce kişinin daha sağlıklı ilişkiler sürmelerini sağladı, daha başarılı olmalarını sağladı. Koçluk yöntemleriyle öğrendikleriyle hayatlarındaki bir çok şeyleri değiştirdiler. Ellerindeki kitabımla bir çok şeyi kendileri yapmaya başladılar. Sadece orada kalmadık ikinci modül, üçüncü modül, mentörlükleri ile devam eden. Şu anda onlarca kişi ünvan almak üzere bu yıl sonunda dünyaya dört adımda koçluk yapabilmeyi tek seansta başarıya ulaştırarak onları netleştiren koçluk sistemini kullanabilecek yeni koçlar geliyor. Ben bu konuda bir ekolüm. Koçluk alanında yaşayan ekollerden biriyim. Bu zaten dünyanın en iyilerinden bir tanesi olarak yayınladığınız şeklinden gelmiyor bunun geldiği yer şurası Suna Hanım, benim öğrettiğim koçluk tarzı sekiz kuramla birleştirilmiş dört adımda ilerleyen bir sistem ve çok güçlü bir şekilde seansı ele alıp performans ile ilerlemeyi sağlıyor. Bunun için şuanda gelecek koçlar, eğitim alan koçlar, mentörlüklerine devam eden koçlar bu dünyada ülkede bildikleri her lisanda konuşabilinen her yerde dünyayı netleştirmeye geliyorlar. Ben de onlarla birlikte olmaktan çok mutluyum.
Suna Baykam: Çok teşekkür ederim. Kitabınızdan biraz bahseder misiniz?
Fatih Elibol: Tabi ki! Gelecek Bugün Başlar; 25 senemi doldurumuşum ICF yeni bir pim gönderdi 26. senemdeyim şuanda koçluk mesleğinin içerisinde. Seneler içerisinde gördüklerimi, çıkardıklarımı içine koyduğum kitabım. Yani bir kere baktığınız zaman sert kapaklı bir ders kitabı gibi. Bu kitap senin başucu kitabın ve bunun içinde ben senin iç sesin olarak seninleyim. Sana ne yapacağını buldurtturan, netleştiren, içinde seanslarımdan örneklerin olduğu ve kimin neyi nasıl aştığının örneklerini verdiğim. Çalışmaların, böyle çalışma sayfalarının da olduğu yaklaşık 400 sayfalık bir çalışma. Öyle içi sloglanlarla falan dolu değil. Seni boş bir şekilde motive edecek oradan buradan toplanmış bilgiler de değil. Bu, bu ekolün netleştirme tekniği. Gelecek Bugün Başlar ne için yazıldı? Diye sormuşlardı bana bir gün. Dedim ki ”Benim eğitimlerime katılamayan zamanı olmayan, gelemeyen zoom için ya da bu eğitim için bütçesini toparlayamayan kişilere. 70TL kitap D&R’da da %50 indirimdeymiş. Alıp kendilerine koçluk yapmaya başlayacakları bir kitap. Bunu okuyup kendi iç dünyalarını uygulamaları ile düzeltip kendilerini başarıya götürebilecekleri, gerçek tekniklerin içerisinde olduğu ve o teknikleri yaşattığı bir sistem var kitapta. Sonlarına doğru da benim dünyada şuanda yürüttüğüm öz programlama tekniği var onu koçlukla bir alakası olmamasına rağmen ekledim. Çünkü insanlar zihinlerini nasıl yöneteceklerini de bilmeli. İstedikleri hayata ulaşabilmeleri için kendilerini nasıl programlamaları gerekiyor? Bu programı nasıl kullanmaları gerekiyor? Onu koydum içerisine. Bu Marilyn Monroe’yla başlamış bir teknik Hollywood’da senaryolarda kişilerin o senaryodaki kişinin kimliğine tam olarak bürünmelerini sağlayan mesela; Sylvester Stallone’ın o Rocky filmlerinin tamamında bunu kullandığı. Marilyn Monroe, ben görmedim ama hocamın onunla bunu yaptığı basında da bakıldığında görebilirsiniz. Gail Boyle’dan öğrendiğimi ben biraz daha farklı daha güçlü bir hale getirdim. Koçluk alanında da güçlendirip hipnoz alanında bırakmadım onu insanlar kendilerini yaşamak istedikleri hayatlar için programlayabilirler işte bu programlama tekniğini de kitabın içerisinde bulabiliyorlar eğitimlerime katılamayanlar. Kitap böyle bir kitap senin için yazıldı, kendimi anlatmak için yazmadım. Senin için yazdım, seninle beraberim, kitapta benim sesimi duyuyorsunuz. Beni tanıyorsanız sesimi bir kere duyduysanız kelimelerimi de orada görüyorsunuz.
Suna Baykam: Peki size ulaşamayan, seminerlerinize katılamayanlar için bir başlangıç ve sizi ilk defa duymaları da benim hoşuma gidiyor. Sosyal medyada fatihelibol.com dışında nereden size ulaşsınlar en güncel adresiniz hangisidir?
Fatih Elibol: fatihelibol.com benim web sitem orası da olabildiğince güncel bütün hizmetlerim ve özellikle bloglara kayıt olmalarını öneririm. Nedeni şu; Ben iki günde bir yazıyorum, üç günde bir bloğumda bir yazı çıkıyor benim. Bunlar tamamen gerçek insanlık içi var olan şeyler hani koçluğu anlatayım, bir şey satmaya çalışayım, hizmet satayım değil. Hayır, girin bakın tamamen sana fayda sağlayacak içeriklerle dolu orası ve bunu bir seneye yakındır yapıyorum, blog yazmayı. Bloğumu takip edebilirler orada. Aynı zamanda Instagram’da beni canlı canlı yani ben aslında öyle çok paylaşım yapan biri değilim ama hikayelerde çok görürsünüz nerede ne yapıyor bu adam, etkinliklerimi oradan duyururum. Instagramı kullandığım gibi Facebook’da tabi ki bizimle Twitter’da tabi ki bizimle LinkedIN’de tabi ki bizimle onlar bizim varlığımız ve var olduğumuz yer. Benim geçmişimle ilgili her şeyi bilmek istiyorlar ve web sitesinde yazılanlar yeterli değilse LinkedIN’e girip orada teker teker hangi firmada, nerede, ne olmuş, kimlerle neler yapıyorum her birini görebilirsiniz. Daha ne olabilir? Şimdi ücretsiz etkinliklerim oluyor benim, ayda bir sefer mutlaka yapıyorum. İnsanlara koçluğun ne olduğunu kendileri için ne yapabileceklerini gösterdiğim ücretsiz etkinliklerim oluyor. Oraya da en son yaptığımızda 4000 civarı bir katılım olmuştu. Bu ay da var. Bu ay da 23’ünde önümüzdeki hafta yine var katılabilirler. Katılmak için de zaten bütün sosyal medya hesaplarımda var katılım yerleri.
Suna Baykam: Peki, son olarak şunu sormak istiyorum. Fatih Bey sanatın hangi dalını sever? İlgilendi mi?
Fatih Elibol: Çok teşekkür ediyorum. Çok güzel! Ben iletişim üstadı diye geçiyorum benim sanatım iletişim. Ancak bu iletişimin içerisinde çok farklı kuramlar var. Bakın sanatçıların tablolarına da baktığınız yerlerde baktığınızdan farklı şeyler görürsünüz bende Transaksyonel analiz kuramını özümser ve özümsetirim eğitimlerimde de aynı şekilde burada da iletişim vardır. Benim sanatım iletişim. Başka ne ile mi ilgileniyorum? İki tane kızım var biri 16 yaşında resim yapıyor, müzikle bütün ailem ilgileniyor kızlarım ilgileniyor ben çok iyi bir dinleyiciyim ben çok iyi bir seyirciyim. Şu aralar neyi özlediniz derseniz? En çok özlediğim şey Viyana’ya gidip opera dinlemek orada operalarda var olmak. Klasik müziğe, jazza tutkunumi operayı çok seviyorum. Çocuklarım da böyle resim yapıyorlar, trompet çalıyorlar, piyano çalıyorlar, keman çalıyorlar, çello çalıyorlar. Sevdikleri şeyi yapıyorlar. İnsan kendi sanatını yaşatabilmesi için sevdiği hayatın içerisinde olmalı, benim sanatım hayat. Benim tuvalimde var olan insanlar ve ben onlarla beraber yepyeni versiyonlar yaratıyorum.
