Ay’ın Aslan burcundaki seyahati ile başladığımız haftayı, ‘Making Fun’ ile açıyorum. Başak dolunayına doğru ilerlerken, aslında bu haftanın genel planda enerjisini, en keyifli şekilde anlatan programlardan biri. Beş muazzam yetenekli koca adamın; çocukların yönlendirmesi ile nasıl çocuklar gibi eğlenerek, aşırı iyi işler çıkarmalarını izlemek gerçekten ilham verici. Zaten programın introsunda da; ‘çocuklara ‘Minecraft harici bir yerde de bir şeyler yapabileceklerine dair ilham vermek istiyoruz’ diyorlar.
Bu hafta; Jüpiter ve Neptün’ün bir arada ilerleyişinin getirdiği koruyuculuk, fazlaca iyimser bir tutum da getirebilir. Bu iyimserliğin altında da büyük hedefler başarmak isterken, neyi nasıl düzenleyebileceğimiz ile ilgili endişe veren bir huzursuzluk; huysuz bir tavır takınmaya sebep olabilir.
Zihnimiz karışık bir haftadayız öncelikle bunu bilmek gerekiyor. Gündelik rutinlerde akışı sürdürmekte zorlanmayabiliriz belki. Ancak ani ve akışı zorlayabilecek gündemler, hayatımızda ekonomik olarak umulmadık dışsal tesirlerin getirileri, tat kaçırıcı ve biraz depresif bir ruh haline girmemize yol açabilir. Bunun ne demek olduğunu gene bir örnek ile paylaşayım.
O Ay balıktır ki ikinci filmde, parktaki kadına; ‘patenlerim vardı ve eskimesinler diye kullanmadım, sonra bir gün ayaklarıma olmadıklarını fark ettim, eskimemelerinin bir anlamı yoktu. Bence o yüzden sen de kalbini kullanmalısın ve sevmek için ona şans vermelisin’ diye akıl verir. Gerek filmdeki Kevin, gerek gerçek hayatta Culcin’in başına gelen zorlu duygusal süreçlerin ardından; sağduyu ve sağlıklı bir bakış açısı ile devam edebilme azmini ise haritadaki Ay’ın da içinde yer aldığı büyük su üçgeni sağlar.
Macaulay Culcin, Doğum Haritası
Şimdi burada anlatmaya çalıştığım şey; işte bu hafta, gökyüzünde ilişkilerle ilgili konularda, çocuksu arzularımız önemli iş fırsatlarını, ortaklı işleri, girişimlerde beklenmedik gelişmeler sebebiyle ilerlemeyi zorlaştırabilir. Birilerinin dayatmaları karşısında tahammülümüz artık kalmamış ve kendimizi köprüleri hepten yıkarken bulabiliriz. Ancak bunun karşısında inşaa etmeye hazırlandığımız yeni başlangıçlar, bizden duygusal anlamda çok daha güçlü, adımlarımızı çok daha sağlam bir şekilde atmamızı isteyecektir. O yüzden manipulatif ortamlarda mümkünse dolduruşa gelmemeli, sinirlerimizi kontrol edebilmeliyiz. Sulardan gelebilecek zararlara işaret etmesinin yanı sıra; eğitim, öğrenim, memuriyet, akademik çalışmalar, basın yayın alanında stratejik planlamalarda, kendimizi kaptırıp hedefe rahatlıkla varabiliriz. Ayrıca; doyurmaya çalıştığımız güven ve sevgi ihtiyacını da; bize marjinal gelen ortamlarda bulmaya çalışmak, farklı gruplarda aidiyet hissi aramak; bu duygusal coşkunlukla çıkılan yolda, aynı hızla daha sert bir yabancılaşmaya da yol açabilir. O yüzden sakin kalalım.
Sevgiler
Emire Tuğçe Akarlar