SOSYETE ART, CENANİ’YE SANATTAN VE MÜZİKTEN SORDU

SUNA BAYKAM SAPAN: Sosyete Art’a hoş geldiniz. Müzik ile ilk tanıştığınız yıllardan bahseder misiniz?

CENANİ KEREM ÇORBACIOĞLU:  Gençliğinde bateri çalmış daha sonra restoran işletmeciliği yapmış bir babanın oğlu olarak müzik bizim evde hep olan bir şeydi. Babamın plak, kartuş ve band (teyp çalar) koleksiyonunda 60’ların ve 70’lerin bütün büyük rock grupları vardı. Bunun dışında Kandıralı gibi yine o dönemin usta Türk müziği müzisyenleri de yok değildi. Evimizde hep müzik enstrümanları oldu. Piyano ve akordeon vardı. İlk müzik deneyimlerim bu iki enstrümanla oldu. Ortaokula başladığımda müzik okumak istediğimi söylememe rağmen, babam dönem şartlarını ve müzikte bir gelecek inşa etmenin zor olduğunu söyleyerek beni kendi mesleği doğrultusunda turizmci olarak yetiştirmeye karar verdi.

Anadolu Turizm ve Otelcilik okuluna girdim. Hazırlık okurken, Türkiye’de açılan ilk rock cafe unvanını taşıyan Bakırköy Eloy Cafe’ye gitmeye başladım. Ve ilk amatör müzisyen deneyimim Overdark adından bir metal grubunda davul çalmaya başlayarak oldu. Daha sonra gitar çalmaya ve şarkı söylemeye başlayarak yazları güneyde kışları İstanbul’da barlarda çalışmaya başlayarak profesyonel müzik hayatıma 1992 yılında başlamış oldum.

SOSYETE ART: Şarkı sözlerinizde önem verdiğiniz konular, seçtiğiniz nakaratlar sizi çok güzel ifade ediyor. Sen ve Ben adlı şarkınızı hayranlıkla dinledim. Bizlere son eserinizden bahseder misiniz?

CENANİ KEREM ÇORBACIOĞLU:  Teşekkür ederim. Sen ve Ben ilk dinleyişte bir aşk şarkısı gibi algılanıyor ki; zaten şarkım yayınlandığı andan itibaren dinleyicinin hisleriyle yeniden şekilleniyor. Müzikte güzel olan şeylerden biri de bu bence. Fakat sen ve ben aslında bir özlem şarkısı. 2022 yılındaki Cenani 1992 yılındaki Cenani’yi özlüyor. Kendi o yıllardaki halime duyduğum özlem diyebiliriz. İçinde aşk var mı? Elbette var. Hayatımda her şeye karşı derin bir aşk beslerim desem yalan olmaz.

SOSYETE ART: Sanat için neler söylenebilir genel anlamda? Neden tüm dalların arasından müziği seçtiniz?

CENANİ KEREM ÇORBACIOĞLU:  Ülkemizde sanat ve sanatçı tanımı çok rahat kullanılıyor. Eskiden böyle kolay söylenmezdi. Şarkıcı,  yorumcu denirdi, kendi şarkılarını değil başkalarının şarkılarını söyleyenlere. Şimdilerde müzikle ilgili herkes kendini sanatçı olarak görüyor ve görülmesini istiyor. Ben de beyin cerrahı olarak anılmak istiyorum ama öyle olmuyor o maalesef. Sanat çok başka bir şey. Öncelikle sanatın hangi dalında olursanız olun o disiplinin sonuna kadar gitmiş, amiyane tabirle yalayıp yutmuş olmanız, sonra tamamen kendinize özgü eserler ortaya koymuş olmalısınız ki sanatçı olabilisiniz.

Ben kendimi kendi halinde bir müzisyen ve söyleyecek sözleri olduğuna inanan kentli bir ozan olarak tanımlamayı seviyorum.

SOSYETE ART: Stüdyo çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Ekip olarak nasıl bir ahenk oluşturuyorsunuz?

CENANİ KEREM ÇORBACIOĞLU:  – Stüdyo çalışmalarımı evimdeki stüdyomda her şeyi tamamen kendim çalarak kaydediyorum. Bütün aşamaları yani kanal kayıtları, miksler, mastering işlemlerini kendim yapıyorum. Kendi yazdığım şarkıları, kafamdaki haliyle ortaya koymak fikriyle yıllarca kayıt teknolojileriyle ilgili pratik yaptım. Kendi adıma ortaya çıkan sonuçtan gayet memnunum. Evimde çok hoş kendi halinde olan ev stüdyomda oluşuyor Cenani şarkıları.

SOSYETE ART: Müzikseverlere konser verirken siz de eğlenir misiniz?

CENANİ KEREM ÇORBACIOĞLU:  Zaten kendim eğlenmek için çalmayı seviyorum. Önce ben eğlenmeliyim ki herkes eğlensin. Zaten gülen ve güldüren bir mizacım vardır. Sahneden bu mizacımın çok faydasını görüyorum.

SOSYETE ART: Hayatınızın felsefesi nedir?

CENANİ KEREM ÇORBACIOĞLU:  Hayatımda yıllar içinde çok çalışarak, çok kendime telkinde bulunarak yine de ancak yüzde 75’lik başarıya ulaşarak ortaya çıkardığım tek felsefe var: ‘’An da kalmak, an da yaşamak.’’ O andan olabilecek en iyi şeyleri çıkarmak. Çünkü geçmiş değişemez, değiştirilemez. Gelecek hep belirsiz ve aslında bu an için sadece bir illüzyon. Tek gerçek var o da şu an.

SOSYETE ART: Dünyada nerede olmak şu an isterdiniz? Ve hangi şarkıyı kime söylemek?

CENANİ KEREM ÇORBACIOĞLU:  Çok zor bir soru değil aslında. Hep olmak istediğim yerdeyim. Müziğin değerini bilmeyen, sürekli yasaklamalarla, baskılarla modern hayatı yok etmek isteyen kim varsa 1 sene boyunca durmadan en güzel sevgi, onur, barış şarkılarını söylemek isterdim. Bir noktada beyinlerinin o hiç çalışmayan bölgelerinde güzel bir ışık çakardı kim bilir.

SOSYETE ART: Çok uzun bir hayat var önünüzde daha neler yapacaksınız?

CENANİ KEREM ÇORBACIOĞLU:  Daha önce dediğim gibi önümdeki hayatın uzunluğu ile pek ilgilenmiyorum. Yaşadığım her an ise şarkı yapmaya devam ediyorum. Kendimi ne tür ile ne içerik ile sınırlamadan kâh aşk şarkısı, kâh metal parça veya o an ne hissediyorsam. Bu bir türkü bile olabilir. İnsan içindekileri samimi olarak söylerse mutlaka dinleyen birileri çıkar.

SOSYETE ART: Hayalinizdeki ev nasıl olmalı? Müzisyen olduğunuz için hangi enstrümanlar ile yaşamak istersiniz?

CENANİ KEREM ÇORBACIOĞLU:  Hayalimdeki evde yaşıyorum zaten. Evimin bir odası stüdyom. Gitarlarım, piyanom, perküsyonlarım ve diğer ekipmanlarımla birlikte zamanımın en çok geçtiği yer.

SOSYETE ART:  Dünyadaki en son müzik trendi nedir?

CENANİ KEREM ÇORBACIOĞLU:  Sanırım ağırlıklı olarak rap ve türevleri dinleniyor. Ne yazık ki her şeyde olduğu gibi müzikte de bir tüketim dinleyicisi yaratıldı. 70’lerde müziğin dünyayı daha iyi yönde değiştirme gücü vardı. O güç elinden alındı. Halâ harika müzikler yapılıyor. Ama trend derseniz benim pek de dinlemediğim şarkılar dinliyor dünyanın bir bölümü.

SOSYETE ART: Beğendiğiniz ve beğenmediğiniz yönleri ile müzik sektörünün gerçekleri nedir?

CENANİ KEREM ÇORBACIOĞLU:  Açıkçası sektörün, özellikle Türkiye’deki bölümünün şu an geldiği o güçsüz konumdan memnunum. Eskiden olsa Derviş gibi, Yırttınız gibi şarkılarımın yayınlanma ihtimali olmazdı. Şimdi bu ise herkes kendi müziğini kendi istediği şekilde yayınlama özgürlüğüne kavuştu. Bu bence harika bir şey. Diğer taraftan ülkemizin özel durumu nedeniyle konser verilecek yer sayısı hızla azalıyor. Festivaller iptal ediliyor. Böyle giderse yakın gelecekte müzik sadece ilahi olursa izin verilecek bir sanat türü olarak kalacak.

Article Categories:
SÖYLEŞİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Manşet Haberler ...