SÖYLEŞİ : SUNA BAYKAM SAPAN
1. Sosyete Art’a hoş geldiniz. Uzun zamandır sizin konserlerinizi takip ediyorum. Okurlarımıza son zamanlarda neler yaptığınızı anlatabilir misiniz?
Merhabalar, teşekkür ederim. Açıkçası bu yaz sezonu yoğun geçiyor benim için. Sahne çalışmalarımın içinde Konserler ve otel programları oluyor ağırlıklı olarak. Yine birtakım kurumsal etkinlikler oluyor ve hepsinin ötesinde yoğun bir seyahat hali var. Yorucu bir durum fakat pandeminin etkilerinden yavaş yavaş çıkıyor olmamızdan cok mutluyum tüm sektörler adına.
2. Aşk ve müzik ikilisi hakkında neler söylemek istersiniz? Duygular ve gerçekler nasıl müziğe aktarılıyor yani hangi hisler egemen sizde?
Aşkın, ruhumuzu ve bedenimizi değiştirdiği hal çok enteresan, daha doğrusu güzel. Bu hali müziğe ya da başka bir sanat dalına aktarıp somutlaştırmak çok keyifli.
3. Sahne aldığınız konserler arasından hangisi favoriniz oldu şimdiye kadar?
Cem Karaca, Ajda Pekkan, Mazhar Alanson, Ebru Gündeş, Edip Akbayram, Ziynet Sali, Hakan Aysev, Can Gox, İlyas Yalçıntaş vb pek çok isimle çalıştım. Herbiri birbirinden değerli müzisyenlerle çok güzel deneyimlerim ve anılarım oldu. Fakat beni en çok heyecanlandıran konserlerden biri Cem Karaca ile oldu sanırım. Kendisiyle son dönemlerinde çalışma şansı bulmuştum.
4. Tatillerinizde tercih ettiğiniz ülke ve şehirler hangileridir?
Yurtdışı icin Güney Fransa sahillerini gezmiştim. Nice, Cannes, St. Tropez ve Marsilya şehirleri çok güzeldi. Tekrar gitmeyi düşünüyorum ilk fırsatta. Türkiye’de yaz sezonunda Bodrum’a gelip gidiyorum. Ailem orada yaşıyor. Yaz sezonu boyunca genelde çalışıyor olsam da Bodrum’da olma hali güzel tabi. Bunun dışında Dalyan ve etrafındaki coğrafya beni çok mutlu ediyor gezmek ve dinlenmek için.
5. Projeleriniz dâhilinde gelecek günlerde neler var?
Yeni bir kaç parçaya başlamıştım. Fakat Konserlerin yoğunluğundan ötürü simdilik bekliyorlar. Yapım aşamasındalar diyebilirim.
6. Kitap okumaya vaktiniz kalıyor mu? Ne tür beğenirsiniz ve hangi yazarları?
Evet seyahatlerde okumaya çalışıyorum. Roman ve kişisel gelişim tarzı kitapları seviyorum diyebilirim. Doğan Cüceloğlu çok kıymetli yaşadığımız coğrafya için. Onun kitaplarında çok fazla şey buluyorum kendimden.
7. Stüdyo çalışmalarınız olacak mı yakında?
Evet yeni parçalarımın ilk kayıtlarını ve taslak halini kendi ev stüdyomda yapıyorum. Müzisyen dostlarımın ve konuk sanatçıların dahil olduğu aşamaları da yine çeşitli stüdyolarda gerçekleştiriyoruz. Bunun dışında benim eşlik ettiğim sanatçıların albüm kayıtları oluyor.
8. Magazin hayatına bakış açınız nasıl?
Yaşamın renklerinden biri olarak görüyorum diyebilirim. İyi veya kötü bir yorumda bulunmak istemedim.
9. Kendi müziğinizi bize kendi kelimelerinizle anlatın dersem?
İlk solo albümümden bahsederek başlayayım: “Path” 2021 yılında çıktı. 9 parçadan oluşuyor. Hayatımın farklı dönemlerinde bestelediğim müziklerden oluşan enstrümantal bir albüm. Hepimizin ilham aldığı anlar oluyor hayatında. Ben o anları hayatımın film müzikleri gibi değerlendirdim. Küçük küçük temaları fırsat buldukça kaydettim. Daha sonra kendi kendilerine geliştiler. Bazıları parça formuna büründü ve onları albüme aldım. Diğer temalar da şu an büyümeyi bekliyorlar. Bu ilk albümümde dünyada standart olarak kabul edilen akort referansı A440 Hz yerine ben A432Hz i tercih ettim. Bu akort referansında enstrümanlarin ve ortaya çıkan müziğin çok daha organik olduğunu düşünenlerdenim…
10. Ütopik bir fikriniz varsa en çok nerede konser vermek istersiniz?
1980 Li yıllarda dünyaca ünlü Pink Floyd grubu İstanbul Boğaziçi köprüsünün altına asma sahne kurarak konser vermek istemiş. Sanırım ütopik bulunmuş ve izin verilmemiş. Müziğin evrenselliği, ütopik bakış açısını ortadan kaldırır bence. Dünyanın her yerinde konser verebilirim.
11. Gezdiğiniz ülkeler içinde hangisi sizi büyüledi ve neden?
2016 yılında İngiltere’ye gitmiştim. Gezdiğim Avrupa ülkelerinin şehirlerini de çok beğenirim ama Londra daha çok aklımda kalmış. Çok fazla medeniyet orada uyum ve düzen içinde yaşıyor. Mutfağından, müziğine o renklilik çok hoşuma gitmişti
12. Sanat size göre nedir?
Bunun cevabını “The Intouchables” filminden bir söz ile vermek istedim; “Sanat bizim bu dünyadaki yolumuzun izidir”
13. Özgürlüğünüze mani olan tepkiler aldınız mı?
Evet herkes gibi, her müzisyen gibi ben de yaşadım tabi. İnsanların her zaman sizi anlayabilmesi mümkün olmuyor. Ama kendi adıma bunu yakıta çevirdim diyebilirim.
14. Pandemiden sonra değişen düzen hakkında yorum yapmak ister misiniz?
Ortaya çıkan bu değişiklik; Yaşadığımız hayatın ve üzerinde bulunduğumuz gezegenin daha çok kıymetini bilmemize yol açtı diyebilirim. Bu farkındalığın hepimizin içinde oluştuğunu düşünüyorum artık bu vesileyle…