Sergimiz 1930 yıllarında başlar, dünya büyük ekonomik krizde ve hızla yaklaşan harpten dolayı büyük askeri harcamalar yapmaktadır. Genç Cumhuriyetimiz 7 yaşına basmış Kurtuluş Savaşındaki yaraları sarmakla meşguldür. Sanayide muazzam atılımlar yapılmış, demiryollarına önem verilmiş, şeker, tekstil, ayakkabı gibi saniyeler gelişmiş, tarımda karasabandan traktöre geçiş sağlanmıştır.
Bu zor senelerde spora önem verilmiş ve birçok halkevinde tiyatro, el sanatları, folklor yanında spor çalışmaları da başlamıştır. 1932 senesinde Los Angeles Olimpiyatları’na katılmak için gerekli para bulunamamış, hedef olarak 1936 Berlin Olimpiyat’ları seçilmiştir. Bu olimpiyatlar dünyaya Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş gençliğini göstermek için kaçınılmaz bir fırsattır.
Kalamış koyumuz İstanbul şehrinin su sporları merkezidir. 1912 Sultan Mehmed Reşad’ın Moda yarışları, İngiliz işgal kuvvetlerinin yüzme ve yelken yarışları, Vithall ailesinin işgal sırasında yaptırdığı ve bütün ülkelerin şampiyonlarının katıldığı, uluslararası Star boat yarışı hep bu koyda olmuştur. Ağırlıklı olarak bu yarışlarda İngilizler ve diğer levanten ailelerin olması Ankara hükümeti için bir sorundur. CHP genel sekreteri Recep Peker yakın arkadaşı emekli büyükelçi Asım Turgut’un oğlu ve kızının su sporlarında Avrupa’daki başarılarını biliyor ve onlarla gurur duyuyordu.
1933 senesinde Büyükelçinin oğlu Demir’i Ankara’ya çağırdı. Ankara Palas’ta ağırladı ve bu aileye artık halk evlerinde yapılan sporlara, yüzme ve yelken olarak su sporlarını eklememiz gerekir dedi. Gerek Cumhurbaşkanı Atatürk, gerek başbakanlar İsmet İnönü ve Celal Bayar her sene yapılan Moda yarışlarını seyir etmişler ve burada ağır ağır Türk sporcularını görmekten büyük mutluluk duymuşlardı. Kurdukları Cumhuriyetin gençleri denizde de olmalıydı. İsmet paşa kupa verdiği bir törende, neden Türk bayan sporcu yok, onlara da kupa vermek isterdim diye konuşma yapmış ve genç Cumhuriyetin bir beklentisini ortaya koymuştur.
Sene 1936 Berlin, yer gök gamalı haç, dünyanın en politik olimpiyatları faşizm bayrakları ile süslü bir şehir, Rusya katılmayı reddetmiş. Bizim Cumhuriyet gençleri ise politikadan uzak ve çok heyecanlılar. İlk defa ağırlıklı Müslüman olan bir ülkeden su sporlarında yarışacak sporcular olacaklar. Ayrıca ilk defa eskrim dalında Cumhuriyetimizin iki bayan sporcusu da var. Hem de bir tanesi Berlin doğumlu Halet Çambel hanım, Hitler’in verdiği davette ben böyle bir adamın elini sıkmam diyecek kadar yürekli bir Türk genci. Türkiye Cumhuriyeti ilk 2 olimpik madalyasını güreş dalında aldığı olimpiyat işte bu 1936 olimpiyatlarıdır.
Olimpiyatlar 1936 senesinin ağustos ayında yapılmış ve Kuzey Almanya’nın Kiel şehri yelken yarışları için ev sahipliği yapmıştır. Olimpiyatlar sonrası aynı senenin Eylül ayının başında ise Büyük Britanya Kralı Vlll. Edward İstanbul’a gelmiştir. Kralı getiren Nahlin yatını Mustafa Kemal Kalamış koyuna davet etmiştir, kendisi ise Ertuğrul Yatı ile misafirini karşılamaya Moda’ya gelmiştir. Moda Deniz Kulübü kurulalı daha bir sene olmuştur.
Atatürk eskiden sadece ağırlıklı İngilizlerin su sporları yaptığı bu koyda Kral’a olimpiyat sporcularımızı takdim etmiş, beraberce yüzme, kürek ve yelken yarışlarını izlemişlerdir. Yelkende olimpiyat sporcularının becerileri, yüzme ve kürekte Bayan sporcuların çokluğu, hırs ve azimleri kralı hayran bırakmıştır. Artık Osmanlının fesli erkek sporcular devri sona ermiş ve kurulan genç cumhuriyetin kızlı erkekli çağdaş sporcuları Kral’a sanki İngiltere’de bir yarış izliyor hissi vermiştir.
Bize bu gururlu spor tarihini bırakan İstanbul Yelken Kulübü kurucuları Demir Turgut, Behzat Baydar, Şeref Birgen ve Harun Ülman ağabeylerimizi hasretle andığımız, olimpiyatlara katılan ilk Türk kadın sporcularımız Halet Çambel ve Suat Fetgeri Aşeni’yi gururla hatırladığımız bir sergi bu 1936 sergisi. İlk iki olimpik madalyamızı güreş dalında alan kündeci Yaşar Erkan ve Mersinli Ahmet Kireççi’ye teşekkür etmeyi de unutmadan bu sergiyi gezelim.