“Depremin merkez üssü Elbistan’da 8 Şubat itibari ile bölgeye gelen gönüllü insanlar ile oluşturduğumuz koca bir ekip ile 5 gün içerisinde bölgede bulunan 93 köye temel ihtiyaç tedariğini sağladık. Ayrıca iletişimde olduğumuz Çevre ilçe ve illerdeki sivil ekipler ile koordine olarak bir çok deprem zede vatandaşımızın acil ihtiyaçlarını karşıladık. Bu süreçte bölgede ekibi bulunan oyuncu arkadaşım Esra Bilgiç ile koordinasyon halinde bir çok dağ köyünün temel ihtiyaç yakacak ve çadır ihtiyaçlarını hızlıca giderdik. Şunu söyleyebilirim ki bölgedeki gönüllü halk mücadelesi şahit olunası, birlik beraberliğin önemini gözler önüne seren siyaset ve propagandadan uzak bir mücadeleydi. Bir çok meslekten, farklı şehirlerden ve etnik kimliklerden insanların canla başla enerjilerinin son damlasına kadar çalıştığı bir süreç yaşandı bu topraklarda. Elbistan nezdinde bölgedeki insanların yaraları büyük ölçüde sarıldı. 21 Şubat salı günü itibari ile Pınarbaşı mesire alanında bulunan lunaparkı hayırsever dostlarımız ile finanse ederek ücretsiz bir şekilde çocuk ve gençlerimizin hizmetine açtık. Bu süreçte çadırkent yönetimi, vekil kaymakamlar ve vekil valililerimiz ile iletişim içerisinde olduk. Ülkemiz coğrafyasının gördüğü en büyük afeti yaşadık ve binlerce can kaybettik. Milletimizin başı sağ olsun. Ben 17 Ağustos 1999 depremini yaşamış ve sonrasındaki tüm sürece şahit olmuş bir çocuk olarak, bugünün konusunun geçmiş değil gelecek olduğunu ve tüm motivasyonumuzun çocuk ve gençlerimiz üzerine olması gerektiğini düşünüyorum. Eğitimin durduğu ve barınma alanlarının çadır ve konteyner alanlarında olduğu gerçeğini düşünecek olursak gençlerimizin ve çocuklarımızın bu acılardan uzaklaştırılması gerektiğini düşünüyorum. Yarının sağduyulu, doğru ve yanlış adına karar verme yetisi yüksek, eğitimli ve de doğru mesleklerde başarılı olmuş gençlerinin yetişebilmesi için eğitim,sevgi ve ilgi şart aksi takdirde yanlış yönlendirilmiş bilinçsiz bir gençlik domino taşı gibi ülkesine zarar veren yol ve yöntemlerin kurbanı olacaktır bence….”
