SELDA AKAY İLE SÖYLEŞTİK

HABER: SUNA BAYKAM SAPAN

SUNA BAYKAM SAPAN: Günce yayınevinden çıkan kitaplarınız var. Sosyete Art ve Günce yayınevi bundan sonra edebiyat alanında kitapların tanınması ve yazarlara destek olunması için beraberce keyifli söyleşiler eşliğinde yayın hayatına başladı. Sizin kitaplarınızı tanıyabilir miyiz?

-Evet. Benim şu an ilk kitabım basıldı. 2023 Eylül ayında çıktı. Ben anne ve çocuk ilişkisini anlattım ayrıca bunun yanında toplumumuzda ne yazık ki kadınlarımızı soyutlaştırma ve baskılama şekli var. Bir kadın isterse her şeyi başarabileceğini ve yürekten sevdiğinde zor olanı kolaylaştırdığını, sevgisizliği yok ettiğini, her şeyin üstesinden geldiğini anlatıyor. Kitabım 56 sayfa, az sayfa olmasını isteme sebebim genç nesiller çok sayfalı kitapları okumuyorlar okumak isteseler de çabuk sıkılıyorlar o yüzden akıcı, ders verici, sürükleyici bir kitap yazdım sırf okumayı sevdirmek için. İnşallah başarılı olmuşumdur.


SOSYETE ART: Hikâyelerinizin hep bir gerçek öykü olması çok dikkat çekici. Okurlarımıza bu önemli ve üstünde düşünülmesi gereken hikâye kitabınızın gerçek çıkış konusunu anlatır mısınız?


– KIRILAN CAN PARÇASI. Adını gerçekten taşıyor çocuk yaşta ne kadar çok hayatın yükü varsa onu omuzlayan çocuklar var ne yazık ki toplumumuzda her kadın anne olmayı başaramıyor. Bir çocuk ilk önce annesinin kalbinde hayat bulur burada kalbi atamaya başladığında ince bağla beraber anne rahmine iner ve sonsuza kadar hiçbir kudretin bu bağı koparmaya gücü yetmez. Lakin bazı çocukların bağı sadece anne rahminde oluşur bu şu demektir, çocuk dünyaya geldiğinde annesiyle aralarında hep bir uçurum olacaktır bunu kapatmanın tek yolu vicdan ve sevgidir. Eğer kadının vicdanı ve sevgisi noksansa çocuklar hep mutsuz olur tıpkı LEYLA gibi. Ben arkadaşımın hikâyesini anlatım çocukluğundan yetişkinliğe kadar çok acı çekti hep bir sevgi arayışında oldu ama kader bu ki onu hayatını yeniden yazma fırsatı verdi başka bir çocuğun hayatına girerek. Her kesin basit gördüğü sevginin aslında hayatımızda ne çok önemli bir yeri olduğunu anlatıyor.


SOSYETE ART: Ankara’da yaşadığınızı biliyoruz. Sanat adına neler gelişti ve neler gündemde şu sıralar başkentimizde?


– Evet. Benim şu sıralar dikkatimi çeken ilgi odağım olan dil kültüründe gelişme olan bilgi vereceğim sizin de bildiğiniz gibi Avrupa ülkelerinde en çok Türk vatandaşının yaşadığı ülke Almanya. Almanya, Türkiye dostluğunu kuvvetlendirmek için çok fazla çalışmalar yapılıyor. Artık okullarda Almanca eğitimi veriliyor bunu desteklemek için Almanca dil eğitimleri ve kütüphanesi ile kültür hizmeti sunan merkez, ev sahipliği yaptığı sergiler ile de adından söz ettiriyor. Goethe-Institut Ankara Türk-Alman kültür çalışmalarında yaklaşık 50 yıllık bir geçmişe sahip. Çeşitli kültürel etkinlikler, farklı gereksinimlere karşılık veren dil kursları, Almanya hakkında bilgilendirme servisi, Türkiye deki Alman dili ve edebiyatı uzmanları ve Almanca öğretmenlerine verdiği danışma hizmetini Ankara içinde ve dışında sürdürüyor.


SOSYETE ART: Sosyal medya ile gelişen etkileşimden artık fazlasıyla reklam yapılıyor ve gereken sonuçlar alınıyor. Böyle tanıtımların kitap satışlarınızda faydası oldu mu? Okuryazar çevresi size göre artış sağlar mı? Sosyal medya hesaplarınızı cevabınızın altına eklersiniz takipte olacak okurlarımız olacaktır…


-Evet. Fazlasıyla faydası oldu ve en çok merak edilen kitabımı neden kısa yazdığımdı. Daha öncede bahsettiğim gibi z kuşağı çok fazla sosyal medyaya düşkünler ve kitap okuma alışkanlıkları neredeyse yok denecek kadar az.  Onlara kitabı sevdirmek için ilk kitabımı kısa bir roman şeklinde yazdım. Sosyal medyadan çok iyi dönüşler aldım ve almaya devam ediyorum, inşallah çok fazla satış saylayacağını düşünüyorum.
Sosyal medya hesaplarım: Facebook ‘’ Selda Sarı köse Akay’’; Instagram ‘’sariköseakay’’

SOSYETE ART: Sosyal sorumluluk adına kadınları içeren mesajlarınız var. Bu konuda neler bizlere söylemek istersiniz?

-Biz kadınlar çocuk yaşta baskılanmaya başlıyoruz ne yazık ki ilk baskı anne-baba baskısı sakın onu öyle yapma sen kızsın, sana yakışmaz onu öyle giyme, elektronik işlerle ilgilenmek bile yasaktır bize ben 20 li yaşlarda elektronik servisinde işe girmiştim. İlk öğrendiğim iş kumanda tamiriydi sonra televizyon tamirini öğrendim ardından çanak montajına gitmeye başladım ve başarılı oldum iş arkadaşlarım ve patronlarım beni çok severler ve korurlardı benim için dedikleri tek kelime gurur kaynağımızsın. Çevreden çok olumsuz tepkiler aldım sen kızsın bu iş erkek işi normal kadınlar bu işi yapmaz kesin namusuna düşkün değilsin gibi çok olumsuz laflar duydum ama hiçbir zaman kulak asmadım tek düşündüğüm benim ne istediğim ve nasıl mutlu olduğumdu. İş arkadaşlarım beni çok korurlar ve biri olumsuz konuştu mu asla izin vermezlerdi bile. Her zaman arkamda oldular yeri gelir aileme karşı bile savunurlardı bana her zaman biz seninle gurur duyuyoruz o yüzden kimseyi seni üzmesine izin verme derlerdi. Ben burada şunu öğrendim bir kadın ne isterse başaramayacağı asla hiçbir şey olamaz her şeyi mükemmel şekilde yerini getirir yeter ki istesin. Biz kadınlar doğamız gereği çok güçlü ve savaşçı biri olarak yaratıldık eğer biz istersek çok mutlu ve çok başarılı olabiliriz. Hiç kimseyi üzerimizde sahiplik duygusunu kurmasına izin vermeyelim biz bir eşya yâda mal değiliz. Kimse bizim sahibimiz değil tek sahibimiz Allah, o yüzden biz kadınlar sadece hayat yoldaşı ve sevgi parçası oluruz. Bütün kadınlar başarılıdır yeter ki inansınlar ve istesinler hayal etmek başarmanın tamamıdır.

Ne demişler; ELİ İŞLEYENİN DİLİ İŞLEMEZ…

SOSYETE ART: Sanat ve edebiyat hayatınızda neler yazmayı planlıyorsunuz daha?

-2. ve 3. Kitabımın üzerinde çalışıyorum. 2. Kitabım yine böyle kadının başarılarını çevreden gördüğü olumsuzluklarla nasıl başa çıkabildiğini anlatan bir kitap olacak. 3. Kitabım küçük başlıklar altında her türlü hikâyeden yola çıkarak yazmak istediğim edebi bir yazı olacak, inşallah çok başarılı bir çalışma olur.

Exit mobile version