Pelin Toğrul, 13-17 Kasım 2024 tarihleri arasında Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşecek İAAF’a (İstanbul Sanat ve Antika Fuarı) özel bir projeyle katılmayı planlıyor. Her yıl 40.000’in üzerinde ziyaretçiye ev sahipliği yapan fuar, sanat ve antikaseverleri tek bir çatı altında buluşturuyor.
İAAF’a izleyicinin de etkileşime girebileceği oyunlu bir sanat projesiyle katılmayı planlayan Pelin Toğrul, sanatseverleri eserleriyle alışılmışın dışında bir diyaloğa davet ediyor. Sanat ve izleyici arasındaki kalıplaşan mesafeleri ortadan kaldırmayı önemseyen ve bunun üzerine çalışmalar ve denemeler yapan sanatçı fuara özel bir proje hazırladı. Proje kapsamında eserin içinden bir parça seçilip hangi resim ve hangi simge olduğu sorulacak, doğru tahmin edenleri ise limon selvi hediyesi bekleyecek. Bu etkileşimli projede sanatçı çok duyulu üretim pratiğine bir de kokuyu eklemeyi amaçlıyor. Böylece doğanın tılsımlı etkisi sanatçının çalışmalarında koku, dokunma ve görsellik ile izleyicileri içine alıyor. Sanatçı, limon selvi fidanları hediye ederek doğaya dikkat çekmeyi ve bu fidanlarla doğaya katkıda bulunmayı hedefliyor. Şehrin tam ortasında doğayı tüm etmenleriyle hissetme fırsatı sunan eserleriyle Toğrul, sanatseverleri sadece izleyici değil sanatın bir parçası olarak konumlandırarak çok duyulu sanat üretimiyle dikkat çekiyor.
Pelin Toğrul’un sanata olan ilgisi her zaman derin bir tutkuya dayandı. On yıllık kurumsal kariyerinin ardından, iç mimarlık eğitimi aldı ve ardından sanatla ilgili duygularını eserlerine yansıtmaya başladı. Doğadan ilham aldığı eserlerinde, doğanın güzelliklerini ve canlılığını benzersiz bir şekilde yansıtarak, izleyicilere derin bir huzur ve estetik deneyim sunuyor.
Sanatçı kendi gözüyle doğanın güzelliklerini ön plana çıkarırken Antoni Gaudi’nin eseri olan Casa Batllo’dan esinlenerek hayvanların doğası ve yaşamlarına göre ev konseptlerinden de bir seri oluşturarak, eserlerine canlılık ve hareket katıyor. Doğadaki hayvanlar, deniz yaşamı, kuşlar ve orman gibi temalarla, grileşen dünyada doğa ile huzur bulan bir perspektif sunuyor.
Pelin Toğrul’un çalışmaları sadece görsel değil, aynı zamanda dokunsal bir deneyim de sunuyor. Sanatçı eserlerini kontrplak üzerine sıvayla yaparak doku yaratıyor, renklerle de canlandırıyor. Bu sayede izleyicilerin dokunarak hissetmesini sağlıyor. Sanatın dokunma ve hissetme duyularıyla bütünleştiği bu yaklaşım, izleyicilerle derin bir bağ kurmayı hedefliyor. Sanatçı bu yaklaşımıyla mesafeleri ortadan kaldırarak her duyuya hitap etmeyi, bağ kurmayı ve bütünleşmeyi amaçlıyor.
