SALİH KORKUT PEKER & SOSYETE ART SÖYLEŞİSİ
SUNA BAYKAM SAPAN: Sosyete Art’a hoş geldiniz. Sanat sizin için nedir diyerek bu keyifli sohbete başlayalım.
SALİH KORKUT PEKER: Sanat, insanın tabiatı, şehri, başka canlıları, gökyüzündekileri taklit etme tutkusunun ta kendisidir. Hepimiz, aklımızın alamadığı güzellikleri (bazen de çirkinlikleri) taklit ederek onların bir parçası olduğumuzu düşünmek istiyoruz. Taklidin dozunu kaçırıp bambaşka güzellikler elde edebilen simyacılara da sanatçı diyoruz.
- Birçok şarkıya imza attınız. Enstrüman seçiminizin kaynağını merak ediyorum Salih Bey…
Hepsi anlık dürtülerin sizi sürüklemesiyle alakalı. Müzikte ya da başka bir sanatta plan program, fizibilite vs düşünerek koyulacağınız yol sahtedir, samimiyetsizdir… Seçtiğiniz her şeye sürüklenmişsinizdir. Ben de klarnete sürüklenmemin hemen ardından telli çalgılara sürüklendim. Bazen dinledikleriniz, bazen fiziki kapasiteniz, bazen de hayal ettikleriniz, nereye sürükleneceğinizi belirler.
- Müzik hayatınızı İzmir’den dünyaya açtığınıza göre memleketinizde sizi çeken neler oluyor?
İzmir benim yaşamımı yavaşlatan şehir. Şehir yavaşlayınca, fikir hızlanıyor. Arkanızdan sizi kovalayan bir şehir temposu olmayınca, rahat kafayla üretiyorsunuz. Tabii bu dediklerim benim şahsımda geçerli olan şeyler. Kimi de kaos arttıkça daha rahat üretir.
- Fanlarınız sizin müziğinizde neler hissediyordur?
Benim hissettiğim hevesin ve tutkunun kokusunu alıyor olmalılar. Ben onların neler düşüneceğini önden dert edersem, ortaya düzgün çalınmış söylenmiş ama vitaminsiz şeyler çıkacaktır muhtemelen. Hesap yapmadan çalıp söylendiğinde, insanların kendilerinden bir şeyler bulma ihtimali yükselir. Ama bizim yine de ilk çıkış noktamız dinleyici değil, kendi derdimiz olmalı.
- Cover çalışmalarınızda en beğendiğiniz parçalar hangileri?
Something in the Way ve Rodos Semahı’nı iki ayrı uca oturtup ayrı ayrı başımın üstünde ağırlarım. İkisi de birden gelişen ve etrafımı saran yorumlar oldu benim için.
- Salih Korkut Peker nelerden hoşlanır?
80’ler ve 90’lar futbol formalarından, yine 80’ler ve 90’larda yayınlanmış çizgi romanları tekrar bulup okumaktan, hobi olarak perküsyon çalmaktan, son derece yavaş ve sıkıcı yaşamaktan çok hoşlanırım.
- Çocukluğunuzdan bahseder misiniz çünkü Z kuşağı sizin gibi değerli bir müzisyeni mutlaka takip etmeli?
Teşekkür ederim. Z kuşağı ne istediğini ve istemediğini (biraz da tehlikeli bir şekilde) bizden daha iyi biliyor. Çocukluğum Ayvalık’ta sokaklarda oynayarak, ergenliğim de Ayvalık-Ankara arasında, sokaklar-bilgisayar oyunları-müzik aletlerinin keşfi üçgeniyle geçti. Mahalle sosyalleşmesini yaşayan son şanslı nesillerden biriyiz. Mahalleden, teknolojinin içine dalan da ilk nesiliz. İki yönü de tanımak, bizim kuşağı özgün kılıyor. O da artık neye yarıyorsa 🙂
- Sosyete Art okurları sizi sosyal medyada hangi hesaplarda bulabilir?
www.instagram.com/salihkorkutpeker
- Müzik evrenseldir dolayısıyla dünyayı sallayan bu coşku ve bilgelik yani sayılamayacak kadar özellikleri ile müzik gelecekte nasıl olmalı?
Müziğe yön ve kalıp biçmek, en şahbaz müzisyenin bile haddine olmamalıdır. Biz ancak bir temennide ya da öngörüde bulunabiliriz. Benim öngörüm, müziğin dünyayla birlikte çok değişik yerlere varacağı ve hepimizin bu yerleri hor görmek yerine keşfetmek isteyeceği yönünde.
- Müziğin size verdiği keyif dinleyenlere de geçiyor. Ezgilerinizdeki tarz ve trendinizi seçerken nelere dikkat ediyorsunuz?
Tek bir kriterim var: Beni heyecanlandırıp gaza getiriyorsa, dalıyorum. Bazen şöyle bir dalıp çıkıyorum. Bazen daldığım yerde kalıyorum. Ama sanırım ne olursa olsun, Anadolu sesleri olmadan yapamıyorum.
Tekrar görüşmek üzere.