Fercan Bay: ”Hayata daha özgür bir pencereden bakıyorum.”
Suna Baykam: Sosyete Art’a hoş geldiniz Fercan Bey. Dizi oyunculuğunuzdan bahsetmek istiyorum öncelikle. Günümüzde en zor yarış televizyona çıkabilmek. Sayısız casting ajansı var. Siz şansı nasıl yakaladınız? Gerçek oyuncular nasıl tepkiler veriyorlar? Binlerce yeni yüz var şansını bekleyen, sizce bu umut, ışığı görür mü?
Fercan Bay: Hoş boldum.
Fercan Bay: Dizilerde oynamak işi biraz şans işi.
Fercan Bay: Sayısız ajans var ama güzel ve iyi roller menajerlerin elinden geçiyor.
Fercan Bay: Bu anlamda, yapım şirketlerindeki cast direktörleri ile menajerler birlikte çalışıyorlar.
Fercan Bay: Öncelikle iyi bir oyuncu olmak için çok çalışmak gerekiyor ilk başta.
Fercan Bay: Umut ışığı her zaman vardır. Şu anda bende bekliyorum aslında iyi bir projede oynamayı…
Fercan Bay: Suna hanım!
Suna Baykam: Senaryoların uzunluğu ve emeği hakkında polemik tartışmalar var. Siz ne düşünüyorsunuz? Türk yapımlarında aksiyon olmalı artık diye düşünüyorum. Daha profesyonel çekimler…
Fercan Bay: Televizyonları para kazanmaları için reklam gelirlerinin olması şart ve bu da çok sayıda reklam almaları demek. Çok sayıda reklam olunca da dizi süreleri uzun oluyor. Tabi buradaki kazanç, sette çalışan emekçiye yansımıyor. Sendikalaşmak çok önemli. Yoksa yapımcının vicdanına kalmış.
Fercan Bay: Türk yapımlarında aksiyon olmalı fikrinize katılıyorum. Zaten bunu deneyen yapımcılarımız var.
Fercan Bay: Daha profesyonel çekimler olmalı ama bir Hollywood olamayız. Yani zor biraz. O kadar profesyonel düşünemiyoruz.
Suna Baykam: Düşünceler yazmakla ilerler. Size göre önümüzdeki yıllarda artacak ilgi alanları arasında görsel iletişim ile nerelere varacağız? Sosyal medya aldı yürüdü gitti. Amatörlükten profesyonelliğe geçen yolda herkesi neler bekliyordur? Sanatın her kolu etkilendi bu sene ve de kırıldı. Sosyete Art buralardan doğdu. Bence üretilsin ve büyük değişimler yazılsın. Sizce?
Fercan Bay: Görsel iletişim çok ilerleyecek yapay zekâların gelişmesiyle paralel olarak. Profesyonel olmak kurtlar sofrasına oturmaktır. Sanat, her dönemde ilk kırılan ve en son onarılan taraf olmuştur. Ama gelişmiş ülkelerde bu böyle değil. Mesela, Almanya, İkinci dünya savaşından sonra halkı çok çalışmaya ikna etmiş ama iş çıkışı tiyatroları açmış ilk önce. Çünkü ülkenin hem sanayi hem de kültürel gelişmesini aynı anda başarmıştır. Bence de. Herkes üretsin ve bunu paylaşsın. Büyük değişimler paylaşıldıkça yaşanır ve artar. Sosyete Art’da bu konuda öncü olmuş ve olmaya devam edecektir.
Suna Baykam: Yazı yazmak isteseydiniz nereden ve nasıl başlardınız?
Fercan Bay: Oyuncluk ve tiyatro yapmadan önce zaten gazeteciydim ve yazıyordum.
Suna Baykam: Biliyorum tabii ki.
Fercan Bay: Yazmak istesem merak ettiğim konularda yazardım. Ezoterizm ve Dünya siyaseti ilişkileri üstüne yazmak isterdim. Sosyal medyamdan mı öğrendiniz. 🙂 Genelde anlatmam, oyunculukta sorun ediyor diğer oyuncu arkadaşlar. Sette gazeteci var diye 🙂
Suna Baykam: Tiyatrolarınızdan konuşmadık. Sahne arkasındaki heyecan ve istek hayatınıza neler getirdi? Bu büyük tiyatro sanatı dalında rol almak ve oynamak nasıl bir duygu?
Fercan Bay: Tiyatro başlı başına bir adrenalin benim için ve monoton hayatıma bunu getirdi. İnsanı adeta insanı kör eden, boncuk boncuk terleten sahnenin spot ışıkları benim ise yüreğimi ısıtıyor. Kalbimin atışlarını sırtımda hissediyorum. Tarif edilemez bir duygu benim için.
Suna Baykam: Sanata verilen emeğin karşılığını alıyor musunuz? Herkes fenomen olmayabilir. Sizin hayatınıza sanat ne kattı?
Fercan Bay: Manevi hazzından başka manevi karşılığı hak ettiğimiz kadar yok. Evet, ben de fenomen değilim. Ama sanat hayatıma neler katmadı ki. Hayata daha özgür bir pencereden bakıyorum.
Fercan Bay: Daha estetik düşünüyor ve görüyorum
Fercan Bay: Sanatın hayatıma bu kattıkları şimdilik yeter.
Suna Baykam: Sanatçının içinden dilediği dünya için neler olmalı daha? Birkaç örnek verir misiniz?
Fercan Bay: Sanatçının içinden dilediği Dünya, diğer insanlar için Distopiktir.
Suna Baykam: Sanatın diğer dalları hakkındaki düşünceleriniz?
Fercan Bay: Hadi diyelim ki ütopik olsun. Örnek verecek olursak; savaşların olmadığı, açlığın yaşanmadığı, herkesin eşit olduğu bir Dünya. Daha özü, insanların zarar vermediği bir Dünya. Ki; öyle bir Dünya yok.!
Fercan Bay: Hiç biri hak ettiği değeri görmüyor, göremiyor Dünyamızda. Özellikle de bizim gibi coğrafyalarda. Aslına bakarsanız. Uzakdoğu ve Orta Doğu aslında sanatın ilk doğduğu coğrafyalar ama “Rönesans”ı yaşamadığı için bir Batı coğrafyası kadar saygı gösterilmiyor saygı.
Fercan Bay: Saygının olmadığı yerde de değer olmaz.
Suna Baykam: Yeni nesillerle olan kuşak farklılığı, onlara iletmeye çalıştığımız kültür ne kadar doğru?
Fercan Bay: Yeni nesil dediğimiz “Z” kuşağı Dünya’ya çok farklı bakıyor. Bence kültür olarak onlara doğru mu yanlış mı demeden bırakabildiğimiz kadar sanat ve kültür sunmalıyız. Onlar almaları gerekeni alıp gerisini takmıyorlar bile. En azından klasik olanı iletirsek alt yapıları olmuş olur ve “Z Kuşağı” üstüne kendi anlayışlarına göre bizlerden daha özgür bir sanat ve kültür yapısı inşa edecektir. Bence onlara sonuna kadar güvenmek lazım.
Suna Baykam: Sevgili Fercan Bay; katkılarınızdan dolayı teşekkür eder hayallerinize en kısa zamanda kavuşmanız temennisi ile size bol şans dilerim.Teşekkürler…
Fercan Bay: Sosyete Art katılımcılarına seslenmek adına bana bu fırsatı sunduğunuz için ve güzel temenni için ben teşekkür ederim.