Küçük bir civata…
Dünya çapında tanınan ünlü filozof ve eğitimci Friedrich Wilhelm Foerster’ın, ilk olarak 1955’de Türkçe’ye çevrilen “İyi İnsan İyi Vatandaş” adlı eserini okuduğumda küçük civataların insan hayatında ne denli önem taşıyan birer nesne olduklarını anlamıştım.
Küçük ayrıntıların içinde geçirdiğim detaycı yaşam biçiminin, tüm stres ve sıkıntılarına rağmen önemini şimdi daha iyi anlıyorum.İşte yaşamımızdan bir küçük cıvata örneği: 50 yolcusuyla denize düşen uçağa hiçbir yardım ulaştırılamadı ve tüm yolcular boğuldu. Kazadan kurtulmayı başaran tek kişi, iyi bir yüzücü olan pilottu. Olay yerinden geçen bir şilep tarafından kurtarılıncaya kadar, su yüzeyinde kalmayı başarmıştı. Geçen bu sürede uçağın su üzerindeki parçalarını incelerken, kazanın sebebini de bulmuştu. Uçak havalanmadan az önce yapılan son kontrollerde, teknisyen motordaki büyük bir arızayı gözden kaçırmış ve bu inanılmaz dikkatsizlik sonucu uçak yolcularıyla birlikte sulara gömülmüştü.Büyük bir felaketin küçük bir ihmale bağlı olması, sorumluluk anlayışının sınırını; büyük bir makinenin ya da koskoca bir sanayi tesisinin küçük bir bölümünde ufak bir ihmal sonucunda beklenmedik şeyler olabileceğini gösteren açık bir örnek.
Ömrünü denizlerde seyahat ederek geçirmiş ünlü İngiliz şair Rudyard Kipling, aynızamanda çok iyi bir gözlemci. Görmesini bilen gözlerle gemideki küçük civatanın önemini anlamış ve bakın nasıl bir hikaye anlatmış:
“Vaktiyle büyük bir gemide küçük bir cıvata, iki büyük çelik levhayı birbirine bağlayarak deniz üzerindeki yolculuğunu sürdürür. Derken bir gün, gemi Hint Okyanusu’nda yol alırken, küçük cıvata birden bire gevşemeye başlar. Hatta bu esnada düşme tehlikesiyle karşılaşır. Diğer civatalar “Sen düşersen, biz de düşeriz!” diye seslenirler. Öte yandan gemideki çiviler de “Biz de çok sıkışığız, biz de biraz laçka olalım.” Derler. Bunu duyan demir kaburgalar “Ne olur yapmayın!” diye yalvarırlar.“Siz tutmazsanız biz mahvoluruz.” derler. Derken küçük civatanın niyeti tüm gemiye yayılır. Gemi titremeye başlar. Bunun üzerine geminin tüm kaburgaları, levhaları, civataları, çivileri elele verip küçük civataya bir mesaj gönderirler. Küçük cıvata yerinde kalmalıydı, aksi halde gemi parçalanacak içlerinden kimse amacına ulaşamayacaktı. Küçük cıvata kendisine bu kadar önem verilmesine çok sevinir. Ve olduğu yerde kalacağını bildirir…”
En küçük civatayı dahi göz önüne alarak dikkate çağırış; yalnız gemilerin, uçakların veya trenlerin emniyetiyle sorumlu teknisyenler için değildir. Doğalgazın musluğunu açıp kapatan apartman sorumlusu için de değil. Hepimiz içindir.
Yaşamımızda her zaman küçük bir civatayı unutma tehlikesiyle karşı karşıyayız. Bir ihmal veya unutkanlıktan büyük bir iş bozulabilir ya da binlerce insan ölebilir.
“Küçük gemi civatası” derine gizlenmiş hayat gerçekleri için güzel bir örnek teşkil eder. Dünyamız bir an için merhametle, korkuyla ya da öfkeyle sarsılır ancak bundan hiçbirimiz ders almayız… Aksine her yerde küçük civataları ve bunların önemini unutmaya devam ederiz.
Ender Merter