Bartu Gülhan: “O Ses Türkiye’de sadece ‘glam metal’ söyleyerek finale kaldım.”

Röportaj: Eylül Aşkın

Bugünkü konuğumuz O Ses Türkiye 2018-2019 sezonunda finale kalan ve keşfedildiği an itibarıyla Türkiye’nin sayılı başarılı hard rock ve glam rock vokallerinden biri olarak kabul edilen Bartu Gülhan.

1) Müziğe olan ilginiz nasıl başladı?

  • Müziğe olan ilgim evdeki kasetleri dinlememle başladı. Rock müziğe olan ilgim ise ilkokul üçüncü sınıftayken televizyonu açıp MTV’deki Red Hot Chili Peppers’ın Californication klibini izlememle oluştu. İlkokul beşinci sınıfta, Red Hot Chili Peppers’ın By The Way albümünü aldığımı anımsıyorum. Beni keşfedenlerden biri de annem aslında, o zamanlar dinlediğim grupların solistlerini evde taklit ediyordum. Bir gün annem yanıma gelip, ‘’Sen mi söylüyorsun yoksa kayıttan mı geliyor?’’ demişti. İlk müzik provama da ortaokul yıllarımda girdiğimi ve back vokal yaptığımı hatırlıyorum; sınıfımızdan bir arkadaşım davet etmişti.

2) Uzun bir süre servis elemanı, satış danışmanı ve barista olarak çalışmışsınız. Halktan, bizden birisiniz yani aslında. O yıllarda da sahne alıyor muydunuz? Şu anda şarkı söylemek dışında herhangi bir işle meşgul müsünüz?

  • Çok farklı meslek gruplarında çalışma imkanım oldu. Aşçılık, barmenlik, baristalık, garsonluk ve hatta kitabevlerinde satış danışmanlığı yaptım. Daha küçük yaşlarda erkek berberinde çırak olarak çalıştım ve bilgisayar teknik servisinde bilgisayar toplayıp format bile attım. Bu arada en severek yaptığım ve üzerine eğitim aldığım alan aşçılık. Sahneye ilk kez lise yıllarımda çıktım, okulun sahnesinde performans sergiledim. 2011’de, üniversite yıllarımda jeoloji mühendisliği okurken para kazandığım ilk programımı gerçekleştirdim. Müziği hiç bırakmadım ve yaptığım diğer işlerle müziği her zaman birlikte sürdürdüm. Şu an mevcut gruplarımla müzik çalışmalarımı devam ettirirken bir de şan eğitmenliği yapıyorum ve bilgilerimi diğer insanlara aktarmaya çalışıyorum.

3) “O Ses Türkiye” yarışmasına katılmaya nasıl karar verdiniz? Motivasyonunuz ne oldu? Birinci olamamış olsanız da yarışma size ve müzik kariyerinize neler kattı?

  • Eski grubumdan ayrılmıştım ve kariyerimin tıkandığını hissediyordum, bir sıçrama tahtası arıyordum o zamanlar. Yeni grup kurdum, şan hocamı değiştirdim ve O Ses Türkiye’ye katıldım. Motivasyonum müzik yapmak, kendimi geliştirmek ve yaptığım müziği daha geniş kitlelere ulaştırmaktı. Birinci olamadım fakat binlerce kişi arasından sıyrılarak ve sadece “glam metal” söyleyerek finale kaldım. Bizim toplumumuzda benim yaptığım müzik tarzının fazla karşılığı yok biliyorsunuz ki. Türkiye’de az sayıda insanın dinlediği bir tarz “glam” ve bu gerçeklikle bakıldığında finale kalmak önemliydi. Bunu başarmış olmak benim için tatmin edici. O Ses Türkiye tarihinde İngilizce sözlü rock ve metal söyleyerek finale kalan tek kişi benim. 2018-2019 finalisti olarak Universal Music Türkiye’nin bünyesine kattığı 4 kişiden de biriyim aynı zamanda. O sene yarışmada da seslendirdiğim Steelheart’ın She’s Gone adlı parçasını, Kargo grubundan tanıdığınız gitarist ve prodüktör Selim Öztürk ile aranje ederek Türkiye’de hiç yapılmamış bir covera imza attık. Klipsiz şekilde yayınlanan bu glam metal balladı, hatırı sayılır bir dinlenme sayısına ulaştı. Yarışma, bunların yanında bana harika müzisyenlerle tanışma olanağı da sundu.

4) Şarkıcı Murat Boz’un ötesinde, eğitmen, vokal koçu Murat Boz için neler söyleyebilirsiniz? Kendisinden neler öğrendiniz?

  • Murat abi ile harika bir diyaloğumuz var, kendisi muhteşem bir insan ve oldukça yardım sever. Sahneyi nasıl kullanmam gerektiğine dair ondan çok şey öğrendim. Ayrıca screamlerimin parçanın hangi kısmında daha etkili olacağı konusunda da epey fikir verirdi. Final aşamasında hastalanmıştım, o dönemde de oldukça yardımı dokunmuştu. Keza Seda Sayan ve Beyazıt Öztürk ile de aynı şekilde güzel bir diyaloğumuz var. Özellikle Seda abla çok tatlı biri, çok mert, sözünün eri ve çok anaç bir insan.

5) SkinRunners grubu ne zaman kuruldu? Biraz konseptinizden, tarzınızdan bahseder misiniz?

  • SkinRunners yaklaşık 3 sene önce kuruldu. Nftlerle ve ‘’AI’’ ile iç içe, sanat ve teknolojiyi birleştiren bir grup. Kendi bestelerini üreten, bunun dışında classic rocktan hard rocka birçok popüler parçayı sahnesinde icra eden, sahne şovları olan bir grup. 2022 yılının Ocak ayında, Mr. Big grubundan hatırlayacağınız Billy Sheehan gibi bir bas gitar virtiözü ile ‘’Phoenix’’ adlı parçayı yayınladık.

6) 5 ocak’ta SkinRunners’ın ikinci teklisi Blue Dream sevenleriyle buluştu. Nasıl geri dönüşler aldınız? Ufukta bir albüm projesi var mı?

  • “Blue Dream”, “Phoenix’e” nazaran daha bluezy ögeler taşıyan bir parça. Phoenix adlı parçanın klibinde Egemen Kum’un harika çizgileri bize eşlik etmişti. Blue Dream’de ise “AI” ile Türkiye’nin yapay zeka kullanılarak yapılan ilk klibine imza attık. Harika dönüşler ve tebrikler aldık. Ardından şehir dışı konserleri yani, “Blue Dream Tour” ile taçlandırdık. Ufukta benim dahil olduğum bir SkinRunners albümü yok, çünkü artık SkinRunners’ın bir üyesi değilim. Fakat eski grup arkadaşlarımla yapmış olduğumuz 3-4 parçamız daha bulunuyor, yayınladıkları zaman mutlaka destek olacağım.

7) Aktif olarak devamlı sahne aldığınız yerler var mı? Sizi ne zaman, hangi mekanlarda dinleyebiliriz?

  • Aktif olarak sahne almıyorum. Sabit bir bar ile anlaşmam yok. Fakat yeni sezonda birkaç farklı proje ile karşınıza çıkacağım ve oldukça fazla konser planımız var. Süprizlere hazırlıklı olun, beni hiç görmediğiniz kadar görebilirsiniz. Özellikle İstanbul sahnelerinde…

8) Bireysel kariyerinizde kendinize koyduğunuz hedefler neler?

  • Birkaç farklı projenin solistliğini üstleneceğim. Bunlardan en önemlisi de yeni kurduğum kadro ile yapacağım sahneler olacak. Çok fazla çalınmayan B-Side diyebileceğimiz parçalardan oluşan bir repertuvar hazırlıyoruz. Hepsine keyifle eşlik edeceğinize eminim ve yine sahne şovlarımız olacak. Bunun dışında kendi bestelerimi yayınlamaya başlayacağım, Türkçe besteler ile Türkiye içinde daha fazla kişiye ulaşmayı hedefliyorum.

9) Müzik adına en ütopik hayaliniz ne olabilir?

  • Müzik adına en büyük hayalim, her zaman ‘’Rock and Roll of Hall of Fame’’ ve ‘’Hollywood Walk of Fame’’ olmak sanırım. Çıtayı ne kadar yükseğe koyarsak altındaki hedeflere o kadar çabuk ulaşırız, değil mi? 🙂

10) Müzik dışında ilgilendiğiniz başka sanat dalları da var mı?

  • Müzik dışında profesyonel olarak icra ettiğim bir sanat dalı yok, fakat logo tasarlamayı çok seviyorum. Onun dışında klasik edebiyat, dünya edebiyatı ve yer altı edebiyatı eserlerini okumaktan zevk alıyorum. Palahniuk bir numaralı yazarım olabilir. Bazı yönetmenlerin filmleri de oldukça ilgimi çekiyor; özellikle Guy Ritchie, Martin Scorsese ve Quentin Tarantino filmlerine aşığım. Bir de tabii ki aşçılık; evde kendi mutfağımın aşçısıyım ve bence aşçılık kesinlikle sanatla iç içe.

11) Okurlarımız sizi sosyal medyada nerelerden takip edebilirler?

  • Beni instagram üzerinden takip edip ulaşabilirler, bartugulhan , orada aktifim diyebilirim. Okurlarınıza sevgilerimi ve saygılarımı gönderiyorum, size de bu güzel sohbet için teşekkür ediyorum.
Article Tags:
· · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · ·
Article Categories:
Müzik · SÖYLEŞİ

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Manşet Haberler ...