1. Sosyete Art’a hoş geldiniz Nebahat Hanım. Sizin başarılı resim hayatınızın takipçisiyiz. Bizlere 2022’deki dünyanızdan neler söylemek istersiniz?
Öncelikle teşekkür etmek isterim, ilginiz için. 2022 yılına farklı bir teknik farklı bir konu ve 20. Kişisel sergi ile başladım. 2018 yılında Atina’da en son kişisel sergimi açmıştım. “Rüya Gibi Zamanlar” isimli sergim ile tekrar sanatseverlerle birlikte olmak çok keyifli oldu, bu heyecanı unutmuştum mutlu oldum.
2. Sanat dallarına bakışınızı öğrenebilir miyiz? Neden sanat ile uğraşmak istediniz?
Bütün çocukluğum resim yaparak, tiyatroya giderek, konser izleyip, kitap okuyarak geçti. Ben herkese çocuklarına sanat ve bilim ile büyütmeyi tavsiye ediyorum. Hayata bakışınız ve yaşamdan zevk alışınız, bir çiçeğe dokunuşunuz bile değişiyor. Yeteneği keşfedilmiş ve desteklenmiş bir çocuk olarak şanslıydım. Yolumun sanatla birleşmesi bir seçimdi, lisede Güzel Sanatlar Lisesinde okuyarak adım attım. Bildiğim dil, kurduğum hayal hep eğitim ve sanatla birleşti.
3. En son kişisel serginize hazırlanırken neler hissettiniz? Malum Pandemi yüzünden endişeler vardı toplumda. Size göre serginiz nasıl geçti?
Pandemi sürecinde normal zamandan daha çok fuar ve sergi ye katılarak sanatseverlerle buluştum. Bir kısmı fiziki bir kısmı dijitaldi sergilerin. Benimde endişelerim vardı kuşkusuz lakin sergi alanı Pandemi koşullarına uygun olarak ayarlandı. Ege Yapı ve İyilik için sanat derneğinin Atölye Cer projesi kapsamında gerçekleşti. Beni besleyen ve destek gördüğüm yeni adımlar için yüreklendiren gayet verimli bir sergi süreciydi. Güzel dönüşler aldım açıkçası. Genel fikrim sergi ile birlikte sanal turda olmalı daha çok izleyiciye ulaşmak için.
4. Yine son serginizde yer verdiğiniz Türk sanatçı portreleri çalışmalarınızdan bizlere hem öğretici hem bilgilendirici neler söylersiniz?
Sergide küratörüm Dr. Feride Çelik beni portre konusunda yüreklendirdi. Yeşilçam’ın ikonik isimlerini yeniden farklı bir dil ve malzeme ile yeniden yorumladım. Sanırım insanları geçmiş güzel günlere tekrar götürdüm. Genç kuşak bu isimleri bilmiyordu. Benim için öğretici kısmı pek çok yönetmeni ve filmi yeniden izleyip 60’lar sinemasını tanımak oldu. Aktör ve aktristleri araştırırken plaklarını orijinal seslerini dinledim, sanatçı konuşmam ve video klipler hazırlarken bunları paylaştım. Belki seyirci bunları keşfetti.
5. En son çıkan eserlerinizde kullandığınız teknik hakkında bizlere bilgi verir misiniz?
Kolaj tekniği ve pleksiyi kullanmak benim açımdan yeni oldu. Organik malzemeyi birleştirdim, tipografik müdahalelere yer verdim. Bu deneyim yeni üretimlerim için bir kapı oldu. Lakin ille de pentür resmi desem de bilgisayar destekli tasarımı çok uzun zamandır kullanmamıştım onu da uyguladım. Hayalleri aktarırken kullandığınız araçlar başka keşifleri de beraberinde getiriyor.
6. Ütopyanız nedir?
Nerede sergi açmak veya hangi zamanda yaşamak isterdiniz ressam olarak gibi? Her sanatçı için bir hayal vardır, Fahrelnisa Zeid gibi uluslar arası bir isim olmak müzelerde yer almak ve kendi akademimi açmak çok isterim. Çocuklar ve gençler için sanat eğitimi çok önemli. Bu bağlamda bir kitap çalışması yapmak önemli bir hedef benim için. Yeşilçam sineması ile 50’ler, 60’ları yeniden incelerken bir zaman yolcusu gibi Cumhuriyetin ilk yılları hatta 1900’lerin ilk çeyreğini görmek isterdim. Modern sanatın doğuşuna şahit olurken Paris’te Anadolu’da Cumhuriyetimizin kuruluşunu görmek, parçası olmak eşsiz olurdu. O dönemin ruhunu beni hep etkiledi.
7. Dışardan bakınca çizim yeteneği gibi görülse de anlam ve ehemmiyet olarak çağımızı aydınlatmak için verilen emek sizin değerinizi ortaya koyuyor. Bir Türk kadın ressam olmanın sorumlulukları nelerdir?
2004yılında “Yılın Genç Ressamı” yarışması ile piyasaya girdim. O zaman genç sanatçı kavramı şimdi ki gibi değildi yaş aralığı üstteydi. Şimdi üniversite okurken önemli fuarlara giren kariyerine bizler gibi başlayan gençler var. Bu çok kıymetli, gençler destek görüyor. Kadın olmak hep bir mücadele! Size bakış, “Evlenince bırakır, çocuk doğurunca bırakır.” Erkekler genel olarak her sektörde olduğu gibi ön planda. Burada tarlada çalışan, plazada çalışan kadın gibi hedeflerimizi koyup yılmadan süreklilik önemli. Toplumun biçtiği rol değil, kendin olarak üretime, yaşamaya devam etmek önemli. Bu toplumun değerleri değişti olumlu olan yönler olduğu gibi olumsuzluklarda var. İnsan olmanın sorumluluğu kimlik tanımamalı.
8. Resim yapmanın kolay ve zor tarafları nelerdir?
Kolay bir tarafını görmedim, şanslı olduğum kesişmeler oldu. Ben pes etmedim. Zoru kabul edip yoldan geri dönmedim. Bugün bir şeyler yapabildiysem eğer kendime olan inancım ve idealist taraflarımın oluşundandır.
9. Sanatınızı duyurmak adına yurtdışında nerelerde bulunmak hoşunuza gider?
Miami, Londra – Oxford, Barselona, Amsterdam, Floransa, Selanik, Atina, Aleksandropoli ve Girit’te Contemporary Sanat fuarlarına katıldım, Avrupa’nın çeşitli şehirleri ve ülkemizde kişisel ve grup sergileri açtım. Hepsi unutulmaz deneyimlerdi, değerliydi. Tüm dünyayı gezmek ve yaptıklarımı insanlarla buluşturmak en büyük isteğim. Amerika’da bir galeride olur, Afrika’da bir okulda.
10. Yeni projeleriniz nedir? Kişisel sergilere devam mı?
Son sergimden sonra sergi teklifleri aldım, yeni çalışmalara başladım. Temamı değiştirmiyorum üretimler devam ediyor. İyilik için sanat derneği ile Art Weeks Akaretlerde yer alacağım bu ay . Sürpriz bir şeyler hep olacaktır, buna inanırım. Benim de sizlere sürprizim olacaktır, hayatın bizlere de hazırladıkları vardır…
11. Okuduğunuz okullarda aldığınız eğitimin faydası neler oldu şimdiye kadar?
Yükseklisans yapmak çok şey kattım bana. Araştırma ve öğrenme potansiyelimi arttırdı tez yazmak ama lisede başladığımız eğitim bizleri pek çok yönde 1- 0 önde başlattı. Bir eğitimci olaraktan üzerinde durduğum; öğrencinin öğrenen olarak kendini geliştirme isteği, araştırıp, bilgiyi kullanma, dönüştürme isteğidir. Hoca yolu gösterir gidip o yolda yürüyecek olan sensin tek başına.
12. Özgürlük nedir size göre? Sanatınızda tarz arayışınız var mı?
Özgürlük kavramı çok kısıtlandı seçim yapmak mı seçimini uygulamak mı… Kendinize geliştirmek, dünyamızı geliştirmektir, farklı düşüncelere kapılmak, bizi esnek kılar, olayları yönetmenizi de sağlar belki de bu özgürlüktür! Bizim toplumumuz sanatçının özgürlüğünden çok şey almış bununla beslenmiş ama yeri geldiğinde de filtreler örmüş gibidir! Joan Mitchell, Afife Jale, Fahrelnisa Zeid, Sabiha Bengütaş, Halide Edip bir özgürlük mücadelesinin kadınları, öncüler ve bugünün aydınlatıcıları. Cesur olmak özgürlük bence! Bunu denemeye çalışıyorum. 2004’te dijital resim yapıyordum, ödüllerimi figüratif resim ile aldım, manzara resmi yaptım, CI 16 ‘da heykel yaptım deniyorum arayış hep sürecek.
13. Kişisel sergilerinizin hazırlık aşamalarından bahseder misiniz?
İsterseniz bu sergiden bahsedeyim, “Falınızda Zeki Müren” çıktı resmini yaptıktan sonra aldığım geri dönüşler, olumlu eleştiriler beni yüreklendirdi. Atölye Cer’de, Dr. Feride Çelik küratörlüğündeki kişisel sergimde , hocamızın yüreklendirmesi desteği ile “Rüya Gibi Zamanlar” isimli sergimi açtık. Toplam 3 ay gibi bir sürede hazırlandım. Bu süreçte zaten ilgi alanım olan Yeşilçam sinemasına daha derin bir bakışla yaklaşmamı sağladı. Ruhu geçmiş zaman insanı olan biriyim. Tema beni kendine çekti. Onlarca filmi yeniden izledim. Sahaflara, eskicilere yolum düştü. Her gün hem bilinen hem gölgede kalan görkemli ya da dramatik hayatlar yaşamış oyuncular, yönetmenler, yapımcılar hakkında belgeseller izledim. Sürekli belgesel, eski programları arşivden taramak izlemek, röportaj okumak, internet kaynaklarını kullanmak konu üzerinde başka bir bakış açısı kazanmamı, dönüşümlü düşünmemi sağladı. Deneme yanılma ile de zenginleştim. Bir de o yılların dergilerini karıştırmak çok sürprizli idi. Dönemin ruhu çok cesur ve renkliydi. Sergi hazırlığı zamanı Efsane sanatçı Fatma Girik’i kaybettik derin bir üzüntü oldu içimde. Sanatçının pek çok resmini ürettim bu süreçte. Pentür resmini vefatından sonra yaptım. Fatma Girik’in plaklarını dinledim ve pek çok Yeşilçam yıldızının şarkılarını dinledim, gerçek seslerini yani! Malum Jeyan Mahfi Ayral seslendirdi Yeşilçamı! Bu ilginç bir tecrübe oldu.
14. Her sergi kendi konseptinde farklılıklar içerir. Sizin görüşlerinizi merak ediyorum. Galeri tercih ederken nelere dikkat ediyorsunuz?
Prensip sahibi olan ve serginin sadece sanatçının eser teşhiri olarak görmeyen, bakış açıcı derin ve iş ahlakı olan kişilerle çalışmayı tercih ederim. Galerinin konumu, müşteri portföyü, basın tanıtımı çok önemli. Sanatçının doğru yönlendirilmesi karşılıklı fikir alışverişi, küratöryal yaklaşımlar, iletişimin sağlıklı ilerlemesi çok önemli.
15. Değerli eserlerinizin satışı hakkında neler söyleyebilirsiniz? Online galeri modasına siz de katılıyor musunuz?
Pandemi ile e ticaret tüm dünyada arttı, patladı artık alışkanlık kazandı. Sanatta da bunun yansıması kaçınılmaz! Hem ülkemizde hem dünyada bu artış bir talep de getirdi. Fiziki açılışlar yapılmayan sürede de sanal tanıtım talep gördü. Online satış erişilebilirlik açısından çok verimli, değerlendirmemek yanlış olur. Resim alırken onu yakından görmek, bağ kurmak bir tercih tabii ki, bence yerinde bir tercih. İnsanların gezmeye, yerinde görmeye çoğu zaman vakti olmuyor. Bu anlamda ilgi çekici telefondan ya da bilgisayardan görmek. Ben hem fiziki sergi hem online sergi bir arada olmalı diyorum, lakin online galeri kaçınılmaz bir gerçeklik.
16. Son dönemlerde hangi kitapları okudunuz?
Pandemi sürecinde kitap okuma oranları arttı. Unuttuğumuz vakit ayıramadığım pek çok şeye vakit ayırmaya çalıştım kendi adıma. Bunlardan biri roman ve hikaye okuma keyfi idi. Sanat ve eğitim alanları ile ilgili makaleler yayınlar okuyordum lakin roman, şiir, öykü gibi edebiyatın dallarına uzak kalmıştım. Zihinsel olarak daha boş olduğum zamanlarda özellikle genç öykücülerimizi keşfettim, Mevsim yanice, Ayşe Özlem İnci, Batuhan Aşıktoprak gibi yazarlar. Birde portresini çalıştığım büyük usta Halide Edip Adıvar’ın kitaplarını okudum. İnanılmaz etkilendim hem biyografisinden hem dönemin ruhuna yaptığı şahitliğin kaleminden yansımasından. Milli mücadele dönemimizin destansı ruhunu keşfettim. Tante Rosa kitabını ve kadının değişmeyen kaderini Sevgi Soysal ustanın kaleminden okudum. Bedri Baykam’ın, Barış Terkoğlu’nun son kitapları, Elif Gümüş’ün Sessiz’i son bir yıl içinde keyif alarak okuduklarımdan.
17. Boş zamanlarınızı nasıl değerlendirirsiniz?
Tarih belgeselleri, film izlemek ve müze gezmek en sevdiğim zamanlar benim için. Pandemi öncesinde her yıl seyahatlerimi en azından müze ve sergi gezmek üzere planlardım. Kültür turları, geziler, araştırma yapmak işten güçten arta kalan zamanın keyif noktaları. Bir de gönüllülük esasıyla sosyal sorumluluk projelerinde yer almak.
18. Sosyete Art üyelerine gelecek sergileriniz için neler söyleyebilirsiniz?
Bu ay Artweeks Akaretler de yer alıyorum. Emaar Arthub da devam eden bir karma sergim var. Yine sosyal medya hesaplarımdan karma veya kişisel sergilerim için haber alabilirler.
19. En büyük hayaliniz nedir?
Kitaplı, kataloglu, multidisipliner bir sergi açmak istiyorum, fiziki ziyaret edilebilen ve sanal turla gezilebilecek, çocuklar içinde aktivite alanı olabilecek, sanatla buluşma noktası yaratan bir sergi. Kendi sanat okulumu açmak, en büyük isteklerim arasında.
20. Teknik açısından kendinizi nasıl geliştirmek istersiniz?
Bitmeyecek bir macera bu ve her yeni disiplinde kendini zorlayıp başka boyutları keşfetme şansı yakalamak isteğim. Bazen hiç bilmiyor gibi gidip yeniden bir kaç ustadan klasik eğitim almak istiyorum yeri geliyor gencecik öğrencilerimden dijital çizim üzerine bir şeyler öğrenmek istiyorum. Heykel, dijital uygulamalar, seramik içinde atölyelere katılmak isterim.
21. Örnek aldığınız sanatçılar ve ressamlar kimlerdir?