Asuman Dabak ve Volkan Severcan ile “Tepetaklak” Oyunu Üzerine Söyleştik!

HABER: Eylül Aşkın, H. Süha Mutlu / NAM AJANS

Olivier LeJeune‘ün “Tout Bascule” isimli eserinden Volkan Severcan‘ın kızı Melis Severcan Yavuz tarafından çevrilen, oyuncu kadrosunda Asuman Dabak ve Volkan Severcan gibi usta isimlerin yanı sıra Bora Severcan, Emin And, Gülçin Gülrek, Özge İnce ve Ümit İlban‘ın bulunduğu TEPETAKLAK 19 Nisan akşamı Trump Sahne‘de prömiyerini gerçekleştirdi. SosyeteArt ekibi de tabi ki davetliler arasındaydı.

Oyunu seyretmeye gelen Ayşe Kökçü, Gülen Karaman gibi ünlü isimlerin arasında Trump Sahne‘de sahnelenen oyunların müdavimi olduğunu öğrendiğimiz Metin Uca da vardı.

Bu akşam yine Trump Sahne’de ikinci sunumu gerçekleştirilecek TEPETAKLAK, 2 Mayıs Salı akşamı Caddebostan Kültür Merkezi‘nde, 4 Mayıs Perşembe akşamı Beşiktaş Kültür Merkezi sahnesinde, 5 Mayıs Cuma akşamı Ankara MEB Şura Salonu‘nda, 16 Mayıs Salı akşamı tekrar Trump Sahne‘de izlenebilecek.

Oyun öncesinde konuşma şansı yakaladığımız sevgili Asuman Dabak ve Volkan Severcan bize oyunu, oyundaki karakterlerini ve 2023 yılı içerisindeki diğer proje ve planlarını anlattılar.

SÖYLEŞİ: Eylül Aşkın, H. Süha Mutlu

Eylül Aşkın: Herkese merhaba! Sosyete Art – Eylül Aşkın ile Art Talks’a hepiniz hoş geldiniz. Bugün Trump Sahne’de sahnelenecek olan Tepetaklak oyununun prömiyerindeyiz ve başrol oyuncularımız Asuman Dabak ve Volkan Severcan ile beraberiz. Öncelikle sizden oyundaki karakterlerinizden ve oyundan kısaca bahsetmenizi rica edeceğim.

Asuman Dabak: Tabi ki. Ben Lucy karakterini canlandırıyorum. Jacques’ın ablası. “Dile benden ne dilersen!” deyip kardeşinin tüm hayallerini, onun hayatındaki bütün sıkıntılarını yok etmek üzerine, kendisini böyle bir parça kardeşine adamış bir abla. Ama çok eğlenceli, çılgın, sıra dışı bir abla. Partiler, diler, bir rap söyleme merakı var zaten. (Gülüşmeler) Bir sahne merakı var. Böyle tatlı, hoş bir abla – kardeş ilişkisi.

Eylül Aşkın: (Volkan Severcan’ı işaret ederek) Siz? Eklemek isteyeceğiniz bir şey var mı? (Gülüşmeler)

Volkan Severcan: Ben? Aaa bende. Heyecanlandım bir an sosyete deyince. (Gülüşmeler) Bu Olivier LeJeune’ün bir oyunu. Çok eğlenceli bir oyun, çok güzel bir oyun. Aslında daha önce Türkiye’de oynandı. Ben de başka bir rol oynamıştım orada Tiyatro İstanbul’da. Şimdi Jacques Lasségué karakterini, bir reklamcıyı oynuyorum. Enteresan olan şu ki, bu reklamcı aslında Fransa Cumhurbaşkanı adayının reklam işlerini yapıyor. Tam da bizim gündemimize uygun yani. Reklamcılıkla ilgili gelen hikayenin içerisinde de bir kadınla evlenme telaşı içerisinde. Aslında kadının zorlamasıyla bir evlenme telaşı var. Fakat her şey birbirine giriyor. Ablası da annelik, babalık yapayım derken her şeyi birbirine karıştırıyor. Öyle eğlenceli bir komedi. İnşallah başarıyla biz de bugün sahneleyeceğiz. Çok da güzel oyuncular oynuyor. Bu oyunun çevirisini sevgili kızım yaptı, o yüzden benim için ayrı bir heyecanı var tabi ki.

Eylül Aşkın: Evet, kendisiyle de konuşacağız sizden sonra. Ne zamana kadar izleyebileceğiz oyunu?

Volkan Severcan: Bugün prömiyerini yapıyoruz. Bizde prömiyer doğum demek zaten. Yani bir oyun başladıktan sonra artık seyirci bizi terk edene kadar oynuyoruz ama tahminim herhalde bu oyun en az bir beş sene oynar gibi bir hissiyatım var. (Gülüşmeler)

Asuman Dabak: Yaz turnelerimiz de olur mutlaka zaten.

Volkan Severcan: Tabi, bu yaz turne de yapacak bu oyun. Hemen zaten Ankara var bunun arkasından, sonra 2 Mayıs’ta CKM’ye gidiyoruz Anadolu yakasına. Sonra İzmir’e gideriz muhtemelen. İzmir ve Ankara’nın devamında da bir Türkiye turnesi yapar, birazcık gezecek dolaşacak bir oyun yani. İnsanlar çok yoruldular, çok sıkıldılar. Biraz eğlenmeye, biraz gülmeye ihtiyaçları var. Biz de iki saat boyunca insanları gülsünler, eğlensinler, biraz şu stresten uzaklaşsınlar diye, bir bulvar oyunu bu, çok iyi yazılmış bir bulvar oyunu, onu oynamaya karar verdik, sahnemize, repertuarımıza aldık.

Eylül Aşkın: Peki, şu anda bu oyun haricinde aktif olarak rol almakta olduğunuz başka oyunlar, dizi/film, projeler var mı?

Volkan Severcan: Biz bir repertuar tiyatrosuyuz. Dolayısıyla bir çok oyunumuz var. Asuman şu anda çok harika bir oyunda oynuyor, gerçekten olağanüstü bir performansla. İstersen onu sen anlat, sonra ben devamını anlatayım.

Asuman Dabak: “Muhteşem Diva”oyunun adı. Gerçek bir yaşam hikayesini anlatıyoruz zaten. Bu beni çok etkilemişti. Filmini izlediğimde Marilyn Streep ve Hugh Grant’ın beyaz perdeye uyarladıkları bir filmdi. Seyrettiğimde çok etkilenmiştim. Kendisini dünyaca ünlü bir koloratur soprano zanneden, çok kötü bir şarkıcının hikayesini anlatıyoruz ama çok acayip bir hikaye.

Volkan Severcan: Çok acıklı, çok da komik.

Asuman Dabak: Çok komik, çok dramatik, çok içinin burkulduğu, burnunun sızladığı ve gerçek bir hikaye olması izlediğimde de beni çok etkilemişti. Sonrasında Volkan dedi ki, “Asuman bir oyun daha var ama…” Tabi, Tepetaklak için önce konuşmuştuk. Tamam dedim, yani benim zaten çok sevdiğim bir oyun biçimi bulvar oyunu. “Bir tane daha var Asuman ama sen komedi seviyorsun.” dedi. Dedim, “Öyle bir şey yok, oyuna bağlı bu.” Dedi, “Florance.” Dedim, “Florance Foster Jenkins mi? EVET!” dedim. Senaryoyu, teksti falan okumadım. “Tamam.” dedim yani. Ve şahane! Çok bayılarak oynadığım, her oyunda başka bir keyif aldığım “Muhteşem Diva” adlı oyunumuz devam ediyor. Dilerim o da uzun yıllar devam etsin. Çok keyifli.

Volkan Severcan: Öte yandan Çehov oynuyoruz. Bu sene üçüncü yılı. Vişne Bahçesi. Çok iyi gidiyor, çok beğeniliyor. Seyirciden de çok güzel puanlar aldı. “İkinin Biri” isimli bir oyunumuz var. Şu anda onu birazcık dinlendiriyoruz ama önümüzdeki sezon tekrar başlayacak gibi. Bunun dışında “Aşkın Muzip Oyunları” isimli bir gençlik oyunumuz var. O da yerli bir yazarın oyunu, o da repertuarımızda devam ediyor bir yandan. Efendime söyleyeyim, başka ne var bizim? (Asuman Dabak’a bakar.) “Yatak Odası Diyalogları” diye bir oyun var, o da programımızda var, önümüzdeki günlerde provaya girecek, yakında o da başlayacak. Yani bunlar var.

Asuman Dabak: E daha ne olsun Volkancığım yani, daha ne olsun? (Gülüşmeler)

Volkan Severcan: Sahnekarlar grubumuzun ismi. Bu aslında, onu da söyleyeyim, böyle kafaları karışıyor insanların niye “Sahnekarlar” diye, bir dönemde isim tiyatroları çok fazla vardı. Biz o isim tiyatrosundan çıkartalım tiyatroyu dedik, yani daha prodüksiyonların kendileri devam etsin ama gördük ki her tarafta bir isim söyleniyor. O yüzden “Ya, ne olsun?” derken, bizim sevgili Melda Gül’ün eşi buldu bu ismi. Duyduğumuz anda da zaten hepimiz bayıldık bu isme.

Yani biz tiyatro yapmak isteyen, sahnede olmak isteyen, bir şeyler yapmak isteyen bir ekibiz aslında. 43 kişilik bir ekibiz biz. Farklı farklı prodüksiyonlar hazırlamaya çalışıyoruz. Tiyatro insanıyız hepimiz. Mesleğimizi bu şekilde icra etmeye çalışıyoruz. Ne olursa olsun, yani gerçekten tiyatro, özellikle pandemiden sonra, tabi deprem de tiyatroları çok etkiledi ama biz bir şekilde ayakta durmaya, varolmaya çalışıyoruz. Seyircileri de bekliyoruz tabi ki, seyirciler geldikçe tiyatro tiyatro oluyor. Seyirci için biz bunları yapıyoruz, o yüzden seyircilerin de bizi yalnız bırakmaması lazım.

Bir tane daha güzel, özel bir şey söyleyeyim; bu inanılmaz vaziyette fiyatların böyle anormal hale gelip, herşeye üç yüz, beş yüz zam geldiği halde, zam gelmeyen tek şey tiyatro. Tiyatroda hala üç sene önce sattığımız rakamlara biz biletleri satıyoruz.

Diziyi de sormuştun, onlarla ilgili de söyleyeyim. Biz Asuman ile sezonun başında beraber bir diziyle tekrar bir aradaydık. Sonra tabi bizim dijital işler devam etti. Ama galiba ben, artık bu yazın birazcık dinlenmeyi planlıyorum artık. Biraz böyle yorucu geçti bu yıl.

Asuman Dabak: Ben de öyle dinleneceğim. Bizim zaten Exxen’deki Leyla ile Mecnun devam ediyor, o devam edebildiği kadar edecek öyle görünüyor. Yazın da biz tiyatromuzu yapıp gezeceğiz, sayfiye yerlerinde tatilimizi yapacağız, akşamları da oyunumuzu oynayacağız.

Eylül Aşkın: Peki 2023 yılı içerisinde bizi bekleyen başka bir sürpriz olacak mı?

Asuman Dabak: Ya, öyle bir kurumun içindeyim ki! (Gülüşmeler) Her an her şey olabilir. Şimdi onlardan güç alarak biz de delibaşlık yapabiliyoruz. “Volkan haydi gel, biz bundan çok heyecanlandık.” dediğimde eminim ki diyecektir, “Asuman haydi gel, bunu da yapıyoruz.” Her an her şey olabilir. Bence her duruma gebeyiz.

Volkan Severcan: Oyunda bir tane laf var. İşte bir şeyler söylüyorum ben, “Sen orta yaş krizine mi girdin?” diyor Asuman. “Benim bugün girmediğim kriz mi kaldı?” diyorum. Bizim girmediğimiz kriz mi kaldı? O yüzden 2023’te ne gelirse gelsin, bizim umrumuzda değil. Biz yine bildiğimizi okumaya devam edeceğiz inşallah.

Asuman Dabak: Aynen.

Eylül Aşkın: Peki, takipçilerimiz sizi nerelerden takip edebilirler?

Volkan Severcan: Yani Asuman’ın muhteşem bir takipçisi var zaten.

Asuman Dabak: Asuman Dabak. Hepsi o kadar. Bildiğin sadece Asuman Dabak.

Volkan Severcan: Benimki VolSev çünkü ne yazıkki ben bu işe başladığım zaman Volkan Severcan’ı başkası kullanıyordu. Benimki VolSev olarak var ama mavi tikli zaten, onu takipçiler biliyor. Oyun günlerini takip edebilmeleri için de instagrama sahnekarlar ismini yazarlarsa oradan da takip edebilirler ya da sahnekarlar.com sitesine girerlerse orada bütün programı, her şeyi bulabilirler.

Eylül Aşkın: Çok teşekkür ediyorum.

OYUNDAN BİR SAHNE…

Eylül Aşkın: Şimdi de Melis Severcan Yavuz ile beraberiz. Kendisi oyunun Fransızca’dan çevirisini yaptı. Biraz bahseden misin, çeviri sürecinde karşılaştığın zorluklar oldu mu? Kültürel farklılıklardan kaynaklı olarak net müdehale etmen gereken yerler oldu mu? 

Melis Severcan Yavuz: Şöyle, öncelikle ben Saint Joseph mezunuyum. Sonra da üniversiteye Fransa’da devam ettim, Fransızcam oradan. Babam bana bu oyunu söyledi. Aslında daha önce bir çevirisi vardı ama geçmiş bir çeviriydi. Ben de onu güncel olarak tekrar revize edip, yeniden yazdım. 

Volkan Severcan: Oyunu revize etmişler. Dolayısıyla yeni baştan çevrilmesi gerekiyordu oyunun. O yüzden Melis’e gitti oyun. 

Melis Severcan Yavuz: Yazarken aslında çok keyif aldım. Aslında Fransızca’yı çok özlemişim, o yüzden birazcık keyifli geçti. Bir de bu süreçte ben hamileydim ve evden çıkamıyordum, o yüzden güzel de bir aktivite oldu. 

Asuman Dabak: İlaç oldu sana o.

Melis Severcan Yavuz: Aynen öyle! Çevirirken aslında çok da bir zorluk yaşamadım. Sadece nerede yaşadım, varolan bir şeyin üzerine tekrar bir şey yazıyor olmak, çevirileri yaparken Fransa’nın kültürü farklı oluyor, Türkiye’nin kültürü farklı, esprilerin bazı yerlerinde farklılıklar olunca onlarda birazcık zorluk yaşadım. Ama genel olarak çevirirken çok keyif aldım, özlemişim. İyi geldi bana da. 

Eylül Aşkın: Peki bundan sonra, şahsına yönelik olarak yapmayı düşündüğün projelerin var mı?

Melis Severcan Yavuz: Bu benim ilk çevirim oldu. Çeviriden çok keyif aldım. Sonrasında Mersin Devlet Operası’nın “Damdaki Kemancı” oyununun çevirisini de üstlendim. Şu anda aslında çok hoşuma giden bir sektör oldu, hem keyifli oluyor hem bana da motivasyon oluyor. Böyle teklifler oldukça devam edeceğim inşallah.

Eylül Aşkın: Fransızca- Türkçe çeviri tekliflerinizi lütfen Melis Hanım’a iletin. 

Melis Severcan Yavuz: Evet! (Gülüşmeler)

*** Söyleşinin video versiyonu da gerekli düzenlemeler yapıldıktan sonra çok yakında sitemizde yerini alacak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Manşet Haberler ...